Bu sitenin tüm hakları Andis Hukuk'a aittir.

Andis Hukuk & Danışmanlık İstanbul Ofisi (0212) 571 19 31
https://g.co/kgs/9FKrPBN
https://andishukuk.com/
Barış Derin Başvurusu (Başvuru Numarası: 2014/13462)
0

Barış Derin Başvurusu (Başvuru Numarası: 2014/13462)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
BARIŞ DERİN BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2014/13462)
Karar Tarihi: 22/12/2016
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
Başkan : Burhan ÜSTÜN
Üyeler : Serruh KALELİ
Nuri NECİPOĞLU
Kadir ÖZKAYA
Rıdvan GÜLEÇ
Raportör Yrd. : İsmail Emrah PERDECİOĞLU
Başvurucu : Barış DERİN

I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, iş mahkemesinde açılan alacak davasında bilirkişi raporunda hatalı hesaplamalar yapıldığı ve yargılamanın makul sürede sonuçlanmadığı nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 11/8/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu tarafından 27/7/2004 tarihinde Antalya 1. İş Mahkemesinde açılan işçi ve işveren ilişkisinden kaynaklanan alacak davasında başvurucu, davalı şirketten fazla mesai ücreti alacağını bulunduğunu ileri sürerek ilgili alacağın yasal faizi ile birlikte tahsiline hükmedilmesini talep etmiştir.
9. Başvurucu ayrıca 19/12/2005 tarihinde aynı davalı aleyhine Antalya 1. İş Mahkemesinde açtığı davada, davalı şirketçe iş sözleşmesinin feshedildiğini, feshin haksız ve kötü niyetli olduğunun Antalya 1. İş Mahkemesinin kararı ile ortaya konulduğunu ve işe iade kararı verildiğini ancak davalı şirketin işe iade kararına uymadığını belirterek ihbar-kıdem tazminatının, resmî çalışma günleri ücretlerinin ve sendikal faaliyet nedeniyle iş sözleşmesinin feshinden dolayı uygun görülecek tazminatın davalı taraftan yasal faizi ile birlikte tahsiline hükmedilmesini talep etmiştir.
10. Yargılamaların ilerleyen aşamalarında dava dosyaları birleştirilerek görülmeye devam edilmiş, dinlenen tanık beyanları, resmî kurumlardan alınan bilgiler, iş yeri dosyaları, bilirkişi raporu ve toplanan diğer deliller üzerine yapılan değerlendirme neticesinde Antalya 1. İş Mahkemesi 14/2/2012 tarihli kararı ile başvurucunun normal çalışma süresinin üzerinde çalıştığı, genel tatillerde çalıştığı haksız fesih nedeniyle kıdem ve ihbar tazminatı alacaklısı olduğunu tespit etmiş ancak usulüne uygun açılmış sendikal tazminat davası bulunmadığından sendikal tazminata ilişkin karar verilmesine yer olmadığına bu doğrultuda davanın kısmen kabulüne hükmetmiştir.
11. İlk Derece Mahkemesi kararı temyiz incelemesi sonucu Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 8/5/2014 tarihli ilamı ile onanmış ve yargılama sona ermiştir.
12. Onama ilamı başvurucuya 21/7/2014 tarihinde tebliğ edilmiş, başvurucu 11/8/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
13. Mahkemenin 22/12/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
14. Başvurucu yargılamanın çok uzun sürdüğünü, bununla birlikte bu nedenle yargılama sonunda lehine hükmedilen alacak ve tazminat değerlerinin güncelliğini kaybettiğini belirterek hükmedilen meblağların adil olmadığını ileri sürmüştür.
15. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16).
16. Başvurucunun söz konusu şikâyetinin yargılamanın uzun sürmesi sonucuna yönelik olduğu anlaşıldığından bu şikâyet yönünden ayrıca değerlendirme yapılmamıştır.
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
17. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
18. Medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin olan iş mahkemeleri nezdinde açılan davalarda yargılama süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak uyuşmazlığı karara bağlayacak davanın açıldığı tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak yargılamanın sona erdiği (Nesrin Kılıç, B. No: 2013/772, 7/11/2013 § 69), yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (Mehmet Salih Ayyıldız, B. No:2012/397, 17/11/2014, § 25).
19. İş mahkemelerinde görülen davalarda yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Nesrin Kılıç, §§ 57, 58).
20. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında somut olayda yaklaşık on yıllık yargılama süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.
21. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
B. Diğer İhlal İddiaları
22. Başvurucu, iş mahkemesinde açtığı alacak davasında hükme esas alınan bilirkişi raporunda hatalı hesaplamalar yapıldığını belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
23. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya açık keyfîlik içeren tespit ve sonuçlar bu kapsamda değildir (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).
24. Başvurucu tarafından ileri sürülen hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı hesaplamalara dayandığı şikayetlerinin yukarıda belirtilen içtihat kapsamında kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
25. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
C. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden
26. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir. …”
27. Başvurucu tazminat talebinde bulunmuştur.
28. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
29. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya net 13.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
30. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harçtan oluşan toplam yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Diğer ihlal iddialarının açıkça dayanaktan yoksun olmaları nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul süre yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucuya net 13.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,
D. 206,10 TL harçtan oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Antalya 1. İş Mahkemesine (E.2004/760, K.2012/62) GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 22/12/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.


Başkan Üye Üye
Burhan ÜSTÜN Serruh KALELİ Nuri NECİPOĞLU



Üye Üye
Kadir ÖZKAYA Rıdvan GÜLEÇ

  Avukat   -   AYM Kararları
0 0
0 yanıt   -  

Avukatlara soru sormak için