Bu sitenin tüm hakları Andis Hukuk'a aittir.

Andis Hukuk & Danışmanlık İstanbul Ofisi (0212) 571 19 31
https://g.co/kgs/9FKrPBN
https://andishukuk.com/
Danıştay 8. Daire 2011/6230 E. , 2011/6054 K.
0

Danıştay 8. Daire 2011/6230 E. , 2011/6054 K.

8. Daire 2011/6230 E. , 2011/6054 K.
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No: 2011/6230
Karar No: 2011/6054

Temyiz İsteminde Bulunanlar : 1- Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü
Vekili : …
2 - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
3- …
Vekilleri : …,

Karşı Taraf : … Enerji Üretim Anonim Şirketi
Vekilleri : …
İstemin Özeti : … ili, … ilçesinde yer alan ve davacının arama ruhsatı talebinde bulunduğu, … Hektar büyüklüğündeki jeotermal sahada Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğünün resen kendi adına belirleyerek tescil ettiği, "bloke alan" kaydı ile bu işlemin dayanağı olan MTA Genel Müdürlüğü adına düzenlenen arama ruhsatının ve davacının arama ruhsatı başvurusunun reddine dair işlemin iptali istemiyle açılan davada; 5686 sayılı Yasada bloke alan belirleme konusunda hangi idarenin yetkili olduğuna dair herhangi bir düzenleme yer almadığı gibi geçici 3. maddede de MTA Genel Müdürlüğüne bloke alan belirleme konusunda yetki verilmediği, MTA Genel Müdürlüğüne bu hususta yetki veren 5686 sayılı Yasanın Uygulama Yönetmeliğinin 7/4. maddesinin ise, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca yürütmesinin durdurulduğu, bu nedenle MTA Genel Müdürlüğünün resen kendi adına belirleyerek tescil ettiği, "bloke alan" kaydında ve davacının arama ruhsatı başvurusunun bu nedenle reddine dair işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı, MTA Genel Müdürlüğüne buluculuk belgesine istinaden arama belgesi verilmesinde ise hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğünün resen kendi adına belirleyerek tescil ettiği, "bloke alan" kaydının ve davacının arama ruhsatı başvurusunun reddine dair işlemin iptaline, MTA Genel Müdürlüğü adına düzenlenen arama ruhsatının iptali istemi yönünden davanın reddine karar veren ... İdare Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının; 5686 sayılı Yasanın geçici maddelerine dayanılarak tesis edilen işlemin hukuka uygun olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Tetkik Hakimi … Düşüncesi : Jeotermal alanların korunmasının 5686 sayılı Yasanın amaçları arasında yer alması, bloke alan belirlemelerinin, 5686 sayılı Yasanın geçici maddeleri ile kazanılmış hak kapsamında korunan ve intibakı yapılan jeotermal alanlara ilişkin olarak yapılması ve bu alanların Yasa yürürlüğe girdikten sonra arama ruhsatı alınan alanlardan olmaması, 5686 sayılı Yasanın Uygulama
Yönetmeliğinde, intibakı yapılan alanlardaki bloke alan belirlemesinin Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü tarafından yapılacağının düzenlenmesi ve bu hükmün iptali istemiyle açılan davada yürütmenin durdurulması isteminin de reddedilmesi karşısında, MTA’nın 5686 sayılı Yasa kapsamında intibakı yapılan jeotermal alanlardaki kaynakların korunması için bloke alan belirleme yetkisi olduğundan, 5686 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesi ile Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü adına intibakı yapılan alanlar için Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü tarafından resen bloke alan belirlenmesinde ve davacının arama ruhsatı başvurusunun bloke alan nedeniyle reddedilmesinde hukuka aykırılık bulunmamakta olup, aksi yöndeki İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının davanın kabulüne ilişkin bölümünün onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeyerek işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, … ili, … ilçesinde yer alan ve davacının arama ruhsatı talebinde bulunduğu, 536,00 Hektar büyüklüğündeki jeotermal sahada Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğünün resen kendi adına belirleyerek tescil ettiği, "bloke alan" kaydı ile bu işlemin dayanağı olan MTA Genel Müdürlüğü adına düzenlenen arama ruhsatının ve davacının arama ruhsatı başvurusunun reddine dair işlemin iptali isteminden doğmuştur.
5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanununun "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinde; bu Kanunda geçen; idarenin: İl özel idarelerini, bloke alanın: İşletme ruhsatı verilmiş bir jeotermal kaynaktan yapılan üretim faaliyetlerinin etkilenmemesi için işletme ruhsatı sahibi dışındaki talep sahiplerine kapatılmış ve işletmeye açılmayacak alanları, arama ruhsatının: sınırları belirlenmiş bir alanda, kaynak arama faaliyetlerinde bulunulabilmesi amacıyla projeye dayalı verilen izin belgesini, işletme ruhsatının ise: Belirli bir alanda akışkanın üretilebilmesi ve değerlendirilmesi için projeye dayalı verilen izin belgesini ifade ettiği belirtilmiştir.
Aynı Yasanın "Mülkiyet ve ruhsat" başlıklı 4. maddesinde ise; "Jeotermal kaynaklar ve doğal mineralli sular, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup bulundukları arzın mülkiyetine tâbi değildir. Kaynağa ilişkin faaliyetlerin yapılabilmesi için bu Kanuna göre Ruhsat alınması zorunludur.
Jeotermal kaynaklar ve doğal mineralli sulara ilişkin haklar, medeni hakları kullanmaya ehil Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına, statüsünde jeotermal kaynaklar ve doğal mineralli sularla ilgili faaliyet yapabileceği hususu yer alan Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre kurulmuş tüzel kişiliği haiz şirketlere, bu hususta yetkisi bulunan kamu iktisadi teşebbüsleri ile müesseselerine, bağlı ortaklıkları ve iştirakleri ile diğer kamu kurum, kuruluş ve idarelerine verilir. Jeotermal kaynaklar ve doğal mineralli sulara ilişkin haklar gerçek veya tüzel tek kişi adına verilir." hükmü yer almaktadır.
Belirtilen Yasanın "Arama ruhsatı" başlığını taşıyan 5. maddesinde; Arama ruhsatı müracaatlarının nasıl yapılacağı belirtilmiş, "İşletme ruhsatı" başlığını taşıyan 6. maddesinde de; arama ruhsatı sahibinin, arama ruhsat süresinin son günü akşamına kadar işletme projesi ile idareye işletme ruhsatı başvurusunda bulunması halinde "işletme ruhsatı" verileceği ve varsa tespit edilen bloke alanıyla birlikte …’e bildirileceği belirtilerek, işletme ruhsatı verilmesi ile ilgili hususlar açıklanmıştır.
Anılan Yasanın "Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü hizmetleri ile ilgili haklar" başlıklı 16. maddesinde; MTA'nın, jeotermal ve doğal mineralli su kaynak aramalarını ruhsat harcından ve teminatından muaf olarak bu Kanun hükümlerine göre ruhsat alarak yapacağı, MTA’nın arama ruhsatı aldığı sahalarda kaynak varlığı tespit etmesi halinde, bu alanın MTA tarafından ihale edileceği ve ihale üzerinde kalan istekliye bu alanda idarece işletme ruhsatı verileceği, MTA’nın yaptığı masraflar ihale bedeli üzerinden alındıktan sonra kalan miktar MTA ve idarece eşit paylaşılacağı, MTA'nın, yürüyen ruhsat alanları dahil her yerde ruhsat şartı olmaksızın her türlü bilimsel ve teknik çalışmayı yapabileceği belirtilmiştir.
Aynı Yasanın geçici 1. maddesinde de; bu Kanunun yürürlük tarihinden önce, 5177 sayılı Maden Kanununda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun kapsamında verilmiş ruhsat ve hakların, MTA tarafından bu Kanunun yayımı tarihinden önce kamu veya özel tüzel kişiler, belediye ve özel idare ile yapılan sözleşme ve protokollerle verilen işletme hakları, alanı MTA tarafından belirlenerek ilgili hak sahibi adına idare tarafından alan bazında intibak ettirileceği belirtilmiştir.
Söz konusu Yasanın geçici 2. maddesinde ise; "Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce kazanılmış hakların sahipleri, bu haklarına konu olan kaynağa ait mevcut bilgi ve belgeler ile sahadaki mevcut tesislere ait bilgi ve projeleri, hak sahibi olduğunu gösterir ruhsat, izin, imtiyaz, sözleşme, sicil ve benzeri belgeleri varsa işletme projesi ve teminat makbuzları ile birlikte altı ay içerisinde idareye müracaat ederek intibak yaptırmakla yükümlüdür." hükmüne yer verilmiş, geçici 3. maddesinde de; bu Kanunun yürürlük tarihinden önce MTA tarafından, kamu veya özel tüzel kişilere, belediyelere, özel idarelere sözleşme ile devredilen, kiraya verilen veya kullanım hakkı verilen ve bu Kanunun yürürlük tarihi itibarı ile sona eren kaynak veya kaynak alanları ile MTA’nın yaptığı çalışmalarla belirlediği ve MTA adına tescil edilen ve tescil edilecek kaynak ve/veya kaynak alanları için MTA’ya idare tarafından arama ruhsatı verilerek MİGEM’e bildirileceği, bu ruhsat alanlarının, MTA tarafından ihale edileceği, ihale gelirinden MTA nın yaptığı arama masrafları düşüldükten sonra kalan miktarın MTA ile İdare arasında eşit olarak paylaşılacağı, MTA adına tescil edilen ve tescil edilecek bu sahalardan herhangi bir nedenle ihale edilemeyenlerden idare payının yarısının MTA’ya ödeneceği düzenlenmiştir.
Ayrıca, 3213 sayılı Maden Yasasının geçici 4. maddesinde; "Jeotermal kaynaklar ve mineralli sularla ilgili yeni bir yasal düzenleme yapılıncaya kadar bu kaynaklara ilişkin faaliyet izni verilmeden önce Maden İşleri Genel Müdürlüğünün uygun görüşünün alınması zorunludur. Talepler Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğüne incelettirilir. Uygun bulunmayan faaliyetlere izin verilmez. Jeotermal kaynaklar ve mineral suların bulunduğu yerlerde; bu kaynakların işletilmesi ve değerlendirilmesine yönelik tesisler için ihtiyaç duyulan araziler, çevresinde bulunan arazilere zarar vermeyecek tedbirlerin alınması şartıyla, kullanım şekline ve niteliğine ve vasfına bakılmaksızın bu amaçla kullanılmak üzere tahsis edilir. Jeotermal kaynak ve mineralli su sahalarında kaynak koruma alanlarının belirlenmesi zorunlu olup, bu alanlara ilişkin öngörülen tedbirlerin uygunluğu ve denetlenmesi Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü tarafından yapılır. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü tarafından yapılan incelemeler sonucunda, faaliyetlerin bilim ve tekniğine, kaynağın ve çevrenin korunmasına ve koruma alanları için öngörülen tedbirlere uygun yürütülmediğinin tespiti halinde, alınacak tedbirler Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü tarafından belirlenir. İlgili kişi, kurum ve kuruluşlar bu tedbirleri yerine getirmekle yükümlüdür. Aksi takdirde faaliyetlere izin verilmez. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğünün almış olduğu buluculuk hakları saklıdır. Ayrıca Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü yatırım programları çerçevesinde yaptığı çalışmalar ile kaynak varlığını ortaya çıkardığı alanların veya sondaj ile elde ettiği akışkanın bulucusu olarak tescil edilir." hükmü yer almaktadır.
Öte yandan Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu Uygulama Yönetmeliğinin "hakların intibakı" başlıklı geçici 1. maddesinin 1. fıkrasında; Kanun yürürlüğe girmeden önce kazanılmış bütün hakların sahiplerinin, bu haklara ait mevcut bilgi ve belgeler ile ruhsat sahasındaki mevcut tesislere ait bilgi, belge ve projeleri, hak sahibi olduğunu gösterir ruhsat, izin, imtiyaz, sözleşme, sicil ve benzeri belgeleri İdareye vererek Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra altı ay içinde intibak yaptırmakla yükümlü olduğu, Kanunun yürürlük tarihinden önceki mevzuat uyarınca verilen ruhsat ve hakların intibakını düzenleyen 3. fıkranın (e) bendinde ise; Kanunun yürürlük tarihinden önce MTA tarafından kamu veya özel tüzel kişiler, belediye ve İl Özel İdare ile yapılan sözleşme ve protokollerle verilen kuyu bazlı kullanım haklarının, kuyu bazında hak sahibi adına intibak ettirilerek MTA’nın sözleşme ve protokollerdeki haklarının sicile işleneceği, bu hakların bulunduğu jeotermal alan MTA’nın ilgili İdareye gönderdiği MİGEM tarafından verilmiş buluculuk tescil belgesindeki koordinatlar ile varsa MTA’nın bildireceği bloke alan dikkate alınarak
jeotermal alan bloke alanı ile birlikte alan bazında MTA adına intibakının yapılacağı, 6. fıkrasında da; Kanunun yürürlük tarihinden önce MTA’nın yaptığı çalışmalarla belirlediği ve MİGEM tarafından MTA adına tescili yapılarak buluculuk belgesi verilmiş jeotermal alanlar ile iş programında yer alan ve projeler kapsamında, MTA tarafından yapılmakta olan çalışmalarla müracaatların başlama tarihine kadar geçen dönemde belirlenecek kaynak ve kaynak alanları için de MİGEM tarafından MTA adına buluculuk tescil belgesi düzenleneceği, MTA adına düzenlenen bu buluculuk tescil belgelerinin MTA tarafından İdareye bildirileceği ve ilgili İdare tarafından MTA’ya arama ruhsatı verileceği, verilen arama ruhsatı ile ilgili bilgi ve belgelerin en geç onbeş gün içinde İdare tarafından MİGEM’ e bildirileceği düzenlemelerine yer verilmiştir.
Jeotermal kaynaklar ve mineralli sular, 5686 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce bazı kanunlarda yer alan düzenlemelere göre ve 3213 sayılı Maden Yasasının geçici 4. maddesi kapsamında işletilmiş ve bu maddede, faaliyet izin taleplerinin incelenmesi, kaynak koruma alanlarına ilişkin öngörülen tedbirlerin uygunluğu ve denetlenmesi, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü tarafından yapılan incelemeler sonucunda, faaliyetlerin bilim ve tekniğine, kaynağın ve çevrenin korunmasına ve koruma alanları için öngörülen tedbirlere uygun yürütülmediğinin tespiti halinde, alınacak tedbirler hususunda Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğünün yetkili olduğu belirtilmiş ve bu kurumun almış olduğu buluculuk hakları saklı tutulmuştur. Ayrıca, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğünün yatırım programları çerçevesinde yaptığı çalışmalar ile kaynak varlığını ortaya çıkardığı alanların veya sondaj ile elde ettiği akışkanın bulucusu olarak tescil edileceği de belirtilmiştir.
Yukarıya metinleri alınan düzenlemelerden 1935 yılında yürürlüğe giren 2804 sayılı Kanunla kurulan Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğünün, ülkemizdeki madenlerin araştırılması, bulunması ve bu konudaki teknik ilmi işlemlerin yapılmasında üstlendiği görev, yetki ve hakların korunduğu anlaşılmaktadır.
5686 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesi (13.6.2007) üzerine ise, jeotermal kaynaklar ve doğal mineralli sular bu Yasa kapsamına alınmıştır. Ancak, bu Yasada yer alan geçici madde hükümleri çerçevesinde, yürürlük tarihinden önce kazanılmış haklarının korunması amacıyla Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü adına intibak işlemleri yapılmıştır.
Bununla birlikte, 5686 sayılı Yasa ile bu Yasanın yürürlüğe girmesinden önce mevzuatta yer almayan ve işletme ruhsatı verilmiş bir jeotermal kaynaktan yapılan üretim faaliyetlerinin etkilenmemesi için işletme ruhsatı sahibi dışındaki talep sahiplerine kapatılmış ve işletmeye açılmayacak alanlar olarak tanımlanan bloke alan kavramı getirilmiş, ancak 5686 sayılı Yasada bloke alanın nasıl belirleneceği konusunda açık bir düzenlemeye de yer verilmemiştir. Bu nedenle, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğünün intibakı yapılan alanlar için bloke alan belirleme yetkisinin olup olmadığının ortaya konulması gerekmektedir.
İdare Mahkemesince, Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu Uygulama Yönetmeliğinin "Arama ruhsatına ilişkin belgeler ve ruhsatının verilmesi" başlıklı 7/4. maddesinde; "Bu çalışmaların sonucuna göre ruhsat sahibi tarafından bloke alan talep edilmesi halinde İdare’ye başvuruda bulunulur. Bu alan, gerekli tüm masrafları ruhsat sahibi tarafından karşılanmak üzere MTA tarafından belirlenerek ruhsat sahibine ve İdareye bildirilir. Belirlenen bloke alan diğer talep sahiplerine kapatılır." hükmünün Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 18.9.2008 gün ve E:2008/694 sayılı kararı ile yürütmesinin durdurulduğu, bu nedenle mevzuatta Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğünün bloke alan belirleme yetkisinin kalmadığı gerekçesiyle bloke alana ilişkin kısmın ve bloke alan nedeniyle davacının arama ruhsatı başvururusunun reddine dair işlemin iptaline karar verilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalarda da belirtildiği üzere, 5686 sayılı Yasada jeotermal kaynaklar ve doğal mineralli suların işletilmesi ile ilgili ikili bir sistem öngörülmüştür. Buna göre, Yasanın ana maddelerinde; Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra yapılacak arama ve işletme başvurularında izlenecek yol belirlenmiş, Yasanın yürürlüğünden önce kazanılmış hakların korunması ve intibaklarının sağlanması amacıyla geçici maddelerle düzenlemeler getirilmiştir. Bu bağlamda, Yönetmeliğin 7/4 maddesinde, Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra arama ruhsatı sahibinin başvurusu üzerine bloke alan belirlenmesi, geçici 1. maddesinde de Yasanın yürürlüğünden önce elde edilen hakların intibakı düzenlenmiştir. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun yukarıda belirtilen kararında ise; "5686 sayılı Kanunun 3. maddesinin 15. fıkrasında, bloke alan, işletme ruhsatı verilmiş bir jeotermal kaynaktan yapılan üretim faaliyetlerinin etkilenmemesi için işletme ruhsatı sahibi dışındaki talep sahiplerine kapatılmış ve işletmeye açılmayacak alanlar olarak tanımlanmıştır. Yine aynı Yasanın 6. maddesinde, arama ruhsatı sahibinin, arama ruhsat süresinin son günü akşamına kadar işletme projesi ile idareye işletme ruhsatı başvurusunda bulunması halinde işletme ruhsatı verileceği ve varsa tespit edilen bloke alanıyla birlikte MİGEM'e bildirileceği öngörülmüştür. Buna göre, yasada, sadece "işletme ruhsatı" sahipleri için öngörülen "bloke alanın", Yönetmeliğin 7/4. maddesi ile arama ruhsatı sahipleri için öngörülmüş olmasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır." gerekçesiyle ilgili maddenin yürürlüğü durdurulmuştur.
Ancak, uyuşmazlık konusu yerlerdeki bloke alan belirlemelerinin, 5686 sayılı Yasanın geçici maddeleri ile kazanılmış hak kapsamında korunan ve intibakı yapılan jeotermal alanlara ilişkin olarak yapılması ve bu alanların Yasa yürürlüğe girdikten sonra arama ruhsatı alınan alanlardan olmaması nedeniyle, yürütmesi durdurulan 7/4 maddesi kapsamında kabul edilmesi hukuken mümkün değildir. Dava konusu bloke alan belirlemeleri, anılan Yönetmeliğin geçici 1. maddesinde belirtilen "bu hakların bulunduğu jeotermal alan MTA’nın ilgili İdareye gönderdiği MİGEM tarafından verilmiş buluculuk tescil belgesindeki koordinatlar ile varsa MTA’nın bildireceği bloke alan dikkate alınarak jeotermal alan bloke alanı ile birlikte alan bazında MTA adına intibakı yapılır." hükmü uyarınca yapılmıştır. Ayrıca, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun yukarıda belirtilen kararının gerekçesinde, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğünün bloke alan belirleme yetkisinin olmadığı yönünde bir ifadeye de yer vermemiştir.
Öte yandan, anılan Yönetmeliğin geçici 1. maddesinde belirtilen hükmün iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Onuncu Dairesi 27.5.2008 gün ve E:2008/1268 sayılı kararı ile yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar vermiş, bu karara yapılan itiraz da Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 11.6.2009 gün ve E:2009/105 sayılı kararı ile reddedilmiştir.
Bu itibarla, jeotermal alanların korunmasının 5686 sayılı Yasanın amaçları arasında yer alması, uyuşmazlık konusu bloke alan belirlemelerinin, 5686 sayılı Yasanın geçici maddeleri ile kazanılmış hak kapsamında korunan ve intibakı yapılan jeotermal alanlara ilişkin olarak yapılması ve bu alanların Yasa yürürlüğe girdikten sonra arama ruhsatı alınan alanlardan olmaması, 5686 sayılı Yasanın Uygulama Yönetmeliğinde, intibakı yapılan alanlardaki bloke alan belirlemesinin Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü tarafından yapılacağının düzenlenmesi ve bu hükmün iptali istemiyle açılan davada yürütmenin durdurulması isteminin de reddedilmesi karşısında, MTA’nın 5686 sayılı Yasa kapsamında intibakı yapılan jeotermal alanlardaki kaynakların korunması için bloke alan belirleme yetkisinin olduğu kuşkusuzdur.
Bu durumda, 5686 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesi ile Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü adına intibakı yapılan alanlar için Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü tarafından resen bloke alan belirlenmesinde ve davacının arama ruhsatı başvurusunun bloke alan nedeniyle reddedilmesinde hukuka aykırılık bulunmamakta olup, aksi yöndeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, ... İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, yürütmenin durdurulması harcının istemi halinde Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğüne ve Aydın İl Özel İdaresine iadesine, 25.11.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.

  Avukat   -   Danıştay Kararları
0 0
0 yanıt   -  

Avukatlara soru sormak için