Bu sitenin tüm hakları Andis Hukuk'a aittir.

Andis Hukuk & Danışmanlık İstanbul Ofisi (0212) 571 19 31
https://g.co/kgs/9FKrPBN
https://andishukuk.com/
Duruşmanın Başlaması ve Ara Vermesi, Ceza Muhakemesi Kanunu Madde 190-191:
0

Duruşmanın Başlaması ve Ara Vermesi, Ceza Muhakemesi Kanunu Madde 190-191:

Duruşmaya, ara verilmeksizin devam edilerek hüküm verilir. Ancak, zorunlu hâllerde davanın makul sürede sonuçlandırılmasını olanaklı kılacak surette duruşmaya ara verilebilir. 176 ncı maddede belirlenen süreye uyulmamış ise duruşmaya ara verilmesini istemeye hakkı olduğu sanığa hatırlatılır. Sanığın ve müdafiinin hazır bulunup bulunmadığı, çağrılmış tanık ve bilirkişilerin gelip gelmedikleri saptanarak duruşmaya başlanır. Sanık, duruşmaya bağsız olarak alınır. Mahkeme başkanı veya hâkim, duruşmanın başladığını, iddianamenin kabulü kararını okuyarak açıklar. Tanıklar duruşma salonundan dışarı çıkarılırlar.
Duruşmada, sırasıyla;
a) Sanığın açık kimliği saptanır, kişisel ve ekonomik durumu hakkında kendisinden bilgi alınır,
b) (Değişik: 24/11/2016-6763/29 md.) İddianame veya iddianame yerine geçen belgede yer alan suçlamanın dayanağını oluşturan eylemler ve deliller ile suçlamanın hukuki nitelendirmesi anlatılır,
c) Sanığa, yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanunî hakkı olduğu ve 147 nci maddede belirtilen diğer hakları bildirilir,
d) Sanık açıklamada bulunmaya hazır olduğunu bildirdiğinde, usulüne göre sorgusu yapılır.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/2734 E. , 2019/240 K.
“…
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma, Kişinin
yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten
öldürmeye teşebbüs
Hüküm : TCK’nın 302/1, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın
62/1, 53, 58/9-7 ve TCK’nın 82/1-g, 3713 sayılı
Kanunun 5/1, TCK'nın 35/1, 62/1, 53, 58/9-7, 63.
maddeleri gereğince mahkumiyet hükümlerine yönelik
istinaf başvurusunun esastan reddi

Yapılan yargılama sonunda sanığın Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma, kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs suçları nedeniyle yerel mahkemece cezalandırılmasına karar verilmiş, anılan kararın istinaf edilmesi üzerine Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve karar temyiz edilmiş olmakla Dairemizce duruşmalı yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi,
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince Bölge Adliye Mahkemesi bozma kararı öncesinde 26.07.2016 tarihli celsede, iddianamenin kabulü kararının okunması ile açık yargılamaya devam olunduğunun belirtilmesine ve aksinin de iddia edilmemesine göre, yargılamanın kapalı yapılacağına dair alınmış bir karar da bulunmadığından celse başlarken kapalı yargılamaya başlandığına dair yazılan tespit, sonuca etkili olmayan maddi hata kabul edilmiştir.
I-Sanık hakkında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan kurulan hükme yönelik olarak yapılan temyiz incelemesinde;
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “05.01.2016” yerine “06.01.2016” olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiş; Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas - 2015/85 karar sayılı iptal kararının TCK'nın 53. maddesinin uygulanması yönünden infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip sanığın üyesi bulunduğu silahlı terör örgütünün, Devletin birliğini bozma ve ülke topraklarından bir kısmını Devlet idaresinden ayırma amacına yönelik olarak vahamet arz eden olayları gerçekleştirdiği, sanığın sübutu kabul olunan eyleminin amaç suçun işlenmesi doğrultusundaki örgütsel bağlılık ve ülke genelindeki organik bütünlüğüne göre amacı gerçekleştirme tehlikesi yaratabilecek nitelikte olduğu belirlenip, kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosya kapsamına göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ve duruşmada ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nm 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA,
II-Sanık hakkında Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan hükme yönelik olarak yapılan temyiz incelemesinde;
1-Dosya kapsamına göre; sanık hakkında, çatışma sırasında en az bir güvenlik görevlisini öldürmeye teşebbüs ettiği gerekçesi ile açılan ve ana dosya ile birleştirilen kamu davasına ilişkin 10.04.2017 tarih ve 2017/1672 soruşturma sayılı iddianamenin, CMK’nın 176/1 maddesi gereğince çağrı kağıdı ile birlikte sanığa tebliğ edilmesi, aynı Yasa maddesinin 4. fıkrası gereğince tebliğ ile duruşma günü arasında en az 1 hafta süre bulunmasının, buna riayet edilmemesi durumunda CMK 190/2 maddesi uyarınca sanığa duruşmaya ara verme hakkı bulunduğunun bildirilmesi, sanığın bu hakkını kullanmayacağını, savunma için hazır olduğunu bildirmesi halinde CMK'nın 191/3-b maddesi uyarınca birleştirme kararı, iddianame ve ekleri okunup/anlatılıp aynı maddenin c fıkrası uyarınca CMK’nın 147. maddesindeki hakları da hatırlatılarak, bu suça yönelik ayrıntılı savunmasının alınması gerekirken, anlatılan usuli işlemlerin hiçbirisi yerine getirilmeyerek 5271 sayılı CMK’nın 176/1-4, 190/2, 191/3-b maddelerine muhalefet edilmesi,
2-Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “05.01.2016” yerine “06.01.2016” olarak yazılması,
3-Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 sayılı iptal kararı ile TCK'nın 53. maddesindeki bazı düzenlemelerin iptal edilmiş olması nedeniyle bu karar doğrultusunda hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin duruşmada ve temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan bu sebeplerden dolayı hükmün BOZULMASINA, sanığın tutuklulukta geçirdiği süre atılı suç için kanun maddelerinde ön görülen ceza miktarı gözetilerek sanık müdafiinin tahliye talebinin reddiyle tutukluluk halinin devamına, 17.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
TEFHİM ŞERHİ:
17.01.2019 tarihinde verilen iş bu karar, Yargıtay Cumhuriyet savcısı ...'ın huzurunda, duruşmada sanık ...’nın savunmasını yapmış bulunan Av. ...’in yokluğunda, 23.01.2019 tarihinde usulen ve açık olarak tefhim olundu.”

  Avukat   -   Makaleler
0 0
0 yanıt   -  

Avukatlara soru sormak için