Bu sitenin tüm hakları Andis Hukuk'a aittir.

Andis Hukuk & Danışmanlık İstanbul Ofisi (0212) 571 19 31
https://g.co/kgs/9FKrPBN
https://andishukuk.com/
H.I.A.A. Başvurusu (Başvuru Numarası: 2016/24198)
0

H.I.A.A. Başvurusu (Başvuru Numarası: 2016/24198)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
H.I.A.A. BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2016/24198)
Karar Tarihi: 20/4/2020
iKİNCİ BÖLÜM
KARAR
GİZLİLİK TALEBİ KABUL

Başkan : Kadir ÖZKAYA
Üyeler : Engin YILDIRIM
M. Emin KUZ
Rıdvan GÜLEÇ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Raportör : Sinan ARMAĞAN
Başvurucu : H.I.A.A.
Vekili : Av. Haluk YÜKSEL

I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, öldürülme veya kötü muameleye maruz kalma riski bulunan ülkeye sınır dışı etme kararı verilmesi nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 10/11/2016 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvurucu, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün (İçtüzük) 73. maddesi uyarınca sınır dışı işleminin yürütmesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
4. Komisyonca tedbir talebinin ve başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm tarafından 10/11/2016 tarihinde başvurucunun ülkesine sınır dışı edilmesine ilişkin işlemin geçici olarak (tedbiren) durdurulmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve ilgili kurumlardan temin edilen bilgilere göre olaylar özetle şöyledir:
A. Genel Bilgiler
7. Başvurucu 1974 doğumlu olup Irak Cumhuriyeti (Irak) vatandaşıdır.
8. Annesi, babası, eşi ve çocuklarıyla birlikte Bursa'da ikamet eden başvurucu, hangi tarihte ve ne şekilde Türkiye'ye giriş yaptığını belirtmemiştir. Başvurucu, ülkesinde avukatlık ve bir üniversitede rektör yardımcılığı yapmaktadır.
9. Başvurucu; Türkiye'de hem kendisi hem de eşi adına kayıtlı taşınmazlar olduğunu, ayrıca Ankara'daki bir şirkette de ortaklığı bulunduğunu beyan etmiştir.
10. Başvurucu, Orhangazi Üniversitesinde tezli yüksek lisans yapmaktayken üniversiteden hukuk dersi vermesi konusunda teklif geldiğini beyan etmiştir. Başvurucunun teklifi kabul etmesi üzerine çalışma başvurusunda bulunulmuştur.
11. 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra kayyum atanan üniversitede çalışmaya başladığını ifade eden başvurucu, millî güvenlik aleyhine faaliyetlerde bulunduğu gerekçesiyle hakkında G-82 tahdit kaydı konulduğunu söylemiştir.
12. Başvurucu hakkında tahdit kaydı konulmasından sonra Bursa Valiliğinin 29/9/2016 tarihli kararıyla 4/4/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 54. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (d) bendi uyarınca sınır dışı etme ve idari gözetim altına alma kararları tesis edilmiştir.
13. Söz konusu kararlar başvurucuya 30/9/2016 tarihinde tebliğ edilmiştir. Verilen kararlara itiraz etme süresi ve yollarının da gösterildiği tebligatı başvurucu "Okudum, anladım." yazarak imzalamıştır.
14. Bursa 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 24/10/2016 tarihli kararıyla idari gözetim kararı kaldırılarak başvurucu serbest bırakılmıştır.
15. Başvurucu, sınır dışı etme işleminin iptali için Bursa İdare Mahkemesinde dava açtığını fakat 29/10/2016 tarihli ve 29872 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 3/10/2016 tarihli ve 676 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (676 sayılı KHK) ile yapılan değişiklik sonrasında sınır dışı etme işleminin her an icra edilebileceğini bildirmiştir. Başvurucu, iptal davasının sonucundan bahsetmemiştir.
16. Başvurucu 11/10/2016 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
B. Göç İdaresi Genel Müdürlüğünden Gelen Bilgiler
17. Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün 12/12/2016 tarihli yazısıyla, başvurucu hakkındaki idari gözetim kararının Bursa 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin kararıyla kaldırıldığı, ayrıca başvurucunun sınır dışı etme işlemi hakkında açtığı davanın Bursa 1. İdare Mahkemesinin 8/11/2016 tarihli kararıyla reddedildiği bildirilmiştir.
18. Bursa 1. İdare Mahkemesi, başvurucunun sınır dışı etme işleminin iptali amacıyla açtığı davanın kesin olarak reddine karar vermiştir. 8/11/2016 tarihli kararın ilgili kısmı şöyledir:
"...Olayda, dava konusu işlemin davacıya 30.09.2016 tarihinde tebliğ edildiği, bu tarihden itibaren 15 günlük dava açma süresi içinde en son 15.10.2016 tarihine kadar dava açılması gerekirken, davanın 18.10.2016 tarihinde kayda giren dilekçe ile açıldığı, dolayısıyla süre aşımı nedeniyle işin esasının incelenme olanağının bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; 2577 sayılı Yasa'nın 15. maddesinin 1/b bendi uyarınca davanın süre aşımı nedeniyle reddine..."
IV. İLGİLİ HUKUK
19. İlgili hukuk için bkz. A.A. ve A.A. [GK], B. No: 2015/3941, 1/3/2017, §§ 28-38.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
20. Mahkemenin 20/4/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
21. Başvurucu; ülkesine geri gönderildiği takdirde etnik kökeni ve siyasi durumu nedeniyle hayatının tehlike altında olacağını, kötü muamele görme riskiyle karşı karşıya kalacağını ve aile bütünlüğünün bozulacağını belirterek usulüne uygun tebliğ edilmeyen sınır dışı etme kararı nedeniyle adil yargılanma, özel hayata ve aile hayatına saygı ve yaşam hakları ile hak arama hürriyeti ve kötü muamele yasağının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
B. Değerlendirme
22. Başvuru konusu olayda sınır dışı işleminin gerçekleştirilmesi hâlinde yaşam ile maddi ve manevi bütünlüğün tehlikeye düşeceği ileri sürülmüş; Anayasa Mahkemesi tarafından, başvurunun değerlendirme sürecinde sınır dışı işleminin gerçekleştirilmesi telafisi imkânsız sonuçlara neden olabileceğinden başvurunun esası hakkında bir karar verilene kadar sınır dışı işleminin tedbiren durdurulmasına karar verilmiştir.
23. 29/9/2016 tarihinde alınan sınır dışı etme kararıyla ilgili olarak başvurucu, Bursa İdare Mahkemesinde iptal dava açtığını fakat 676 sayılı KHK ile yapılan değişiklikler sonrasında dava açmış olmasının sınır dışı etme işlemini otomatik olarak durdurmayacağını düşünerek 10/11/2016 tarihinde bireysel başvuru yaptığını belirtmiş ise de bireysel başvuru tarihi itibarıyla iptal davasının reddine karar verildiği görülmüştür (bkz. § 18). Dolayısıyla bireysel başvuru formunda İdare Mahkemesi sürecinden ve sonucundan bahsetmeyen başvurucunun mahkemenin ret kararını bireysel başvuruya konu ettiği söylenemez.
24. Usulüne uygun ve süresi içinde bir iç hukuk yoluna başvurulduğunda sonradan yürürlüğe giren bir mevzuat değişikliği nedeniyle bu yolun etkisiz olduğu kabul edildiği takdirde otuz günlük bireysel başvuru süresinin başvurucunun mağduriyetine neden olmayacak şekilde yorumlanması mümkündür. Somut olayda, sınır dışı etme işlemine karşı İdare Mahkemesinde açılan iptal davasını etkili bir iç hukuk yolu olmaktan çıkaran 676 sayılı KHK'nın 29/10/2016 tarihinde yürürlüğe girdiği, buna karşın başvurucu hakkındaki sınır dışı etme işleminin 29/9/2016 tarihinde tesis edildiği, bu işlemin iptali amacıyla İdare Mahkemesinde yasal dava açma süresinin ise 15/10/2016 tarihinde dolduğu görülmektedir. Nitekim Bursa 1. İdare Mahkemesi de başvurucunun 30/9/2016 tarihinde sınır dışı etme kararını tebliğ ettiğini fakat yasal süre geçtikten sonra 18/10/2016 tarihinde dava açıldığını belirtmiştir. Bu nedenle usulüne uygun açılmış bir dava söz konusu olmadığından bireysel başvuru tarihinin başvurucu lehine bir yorumla değerlendirilebilme imkânı bulunmamaktadır. Diğer bir deyişle başvurucu usulüne uygun olarak bir iç hukuk yolunu tükettiği sırada mevzuat değişikliği sebebiyle bu yol etkisiz hâle geldiğinden daha önce etkili olan iç hukuk yoluna başvurmuş olması dikkate alınarak -ihlale neden olan işlem kapsamında- bireysel başvuru tarihinin başvurucu lehine yorumlanabilmesi gibi bir durum söz konusu değildir.
25. Öte yandan iç hukukta etkili bir yol bulunmaması sebebiyle doğrudan bireysel başvuruda bulunduğunu beyan eden başvurucuya sınır dışı etme kararı 30/9/2016 tarihinde tebliğ edilmiştir. Başvurucu, bireysel başvuru yapmakta gecikmesine neden olan bir olgudan bahsetmemiş; sadece hangi nedenle sınır dışı edildiğine ilişkin bilgilendirmenin tebligata hatalı şekilde işlendiğini, daha açık bir anlatımla tebligatta sınır dışı etme sebeplerinin numaralandırıldığını fakat kendisinin (d) bendine göre sınır dışı edildiğinin belirtildiğini, bu nedenle usulüne uygun bir tebligat yapılmadığını iddia etmektedir. Yapılan tebligat incelendiğinde (6) numaralı sınır dışı etme sebebinin sonunda (m.54/1-d) şeklinde açıklamaya yer verildiği, dolayısıyla belirtilen bent kapsamında başvurucu hakkında sınır dışı etme kararı alındığının açık olduğu, ayrıca "Okudum, anladım." yazarak tebligatı imzalayan başvurucunun Türkiye'de bir üniversitede hukuk dersi verdiği de dikkate alındığında sırf iddia olunan sebebe dayanılarak tebligatın geçersiz olduğunu söylemek mümkün görünmemektedir.
26. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile İçtüzük'ün 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca başvuru yollarının tüketildiği, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde bireysel başvuru yapılması gerekir.
27. Bu tespitler ışığında etkili bir iç hukuk yolu bulunmadığı gerekçesiyle sınır dışı etme işlemine karşı bireysel başvuru yapıldığı değerlendirildiğinde sınır dışı etme kararının tebliğ edildiği 30/9/2016 tarihinden itibaren en geç otuz günlük başvuru süresi içinde bu yola başvurulması gerekir. Buna rağmen bu süre geçirildikten sonra 10/11/2016 tarihinde bireysel başvuruda bulunulduğu anlaşılmıştır.
28. Açıklanan gerekçelerle sınır dışı etme kararı nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasının süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
A. Başvurucunun kamuya açık belgelerde kimliğinin gizli tutulması talebinin KABULÜNE,
B. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. Tedbir kararının SONLANDIRILMASINA,
D. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 20/4/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

  Avukat   -   AYM Kararları
0 0
0 yanıt   -  

Avukatlara soru sormak için