Bu sitenin tüm hakları Andis Hukuk'a aittir.

Andis Hukuk & Danışmanlık İstanbul Ofisi (0212) 571 19 31
https://g.co/kgs/9FKrPBN
https://andishukuk.com/
İntifa Hakkı, Medeni Kanun Madde 794- 822:
0

İntifa Hakkı, Medeni Kanun Madde 794- 822:

İntifa Hakkı, Medeni Kanun Madde 794- 822:

İntifa hakkı, taşınırlar, taşınmazlar, haklar veya bir malvarlığı üzerinde kurulabilir. Aksine düzenleme olmadıkça bu hak, sahibine, konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi sağlar. II. Kurulması Madde 795- İntifa hakkı, taşınırlarda zilyetliğin devri, alacaklarda alacağın devri, taşınmazlarda tapu kütüğüne tescil ile kurulur. Taşınır ve taşınmazlarda intifa hakkının kazanılması ve tescilinde, aksine düzenleme olmadıkça, mülkiyete ilişkin hükümler uygulanır. Taşınmaz üzerindeki yasal intifa hakkı tapu kütüğüne tescil edilmemiş olsa bile, durumu bilenlere karşı ileri sürülebilir. Tescil edilmiş ise, herkese karşı ileri sürülebilir. İntifa hakkı, konusunun tamamen yok olması ve taşınmazlarda tescilin terkini; yasal intifa hakkı, sebebinin ortadan kalkması ile sona erer. Sürenin dolması veya hak sahibinin vazgeçmesi ya da ölümü gibi diğer sona erme sebepleri, taşınmazlarda malike terkini isteme yetkisi verir. İntifa hakkı, gerçek kişilerde hak sahibinin ölümü; tüzel kişilerde kararlaştırılan sürenin dolması, süre kararlaştırılmamışsa kişiliğin ortadan kalkmasıyla sona erer. Tüzel kişilerin intifa hakkı, en çok yüz yıl devam edebilir.
Malik, yararlanılamayacak derecede harap olan intifa konusu malı yararlanılacak hâle getirmekle yükümlü değildir; getirirse intifa hakkı yeniden kurulmuş olur. Sigorta ve kamulaştırma gibi durumlarda intifa hakkı, hakkın konusu yerine geçen karşılık üzerinde devam eder. İntifa hakkı sona erince hak sahibi, hakkın konusu olan malı malike geri vermekle yükümlüdür.
İntifa hakkı sahibi, zararın kendi kusurundan ileri gelmediğini ispat etmedikçe, malın yok olmasından veya değerinin azalmasından sorumludur. İntifa hakkı sahibi, yararlanması için gerekli olmadığı hâlde tükettiği şeyleri tazmin etmekle yükümlüdür. İntifa hakkı sahibi, malın olağan kullanılması sonucunda meydana gelen değer azalmalarından sorumlu değildir. İntifa hakkı sahibi, yükümlü olmadığı hâlde yaptığı giderler, yenilemeler ve eklemeler için, hak sona erdiğinde, vekâletsiz iş görme hükümleri uyarınca tazminat isteyebilir. Malikin tazminat vermekten kaçınması hâlinde intifa hakkı sahibi, yaptığı eklemeleri, malı eski hâline getirmek kaydıyla söküp alabilir.
Geri verme anında malik ve intifa hakkı sahibi tarafından ileri sürülebilecek bütün istem hakları, bu andan başlayarak bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
İntifa hakkı sahibi, hakkın konusu olan malı zilyetliğinde bulundurma, yönetme, kullanma ve ondan yararlanma yetkilerine sahiptir. İntifa hakkı sahibi, bu yetkilerini kullanırken iyi bir yönetici gibi özen göstermek zorundadır. İntifa hakkı süresi içinde olgunlaşan doğal ürünler, intifa hakkı sahibine aittir. Ekimi veya dikimi yapan malik veya intifa hakkı sahibi, olgunlaşan ürünleri toplayan diğer taraftan, yaptığı giderler için ürünün değerini aşmamak üzere uygun bir bedel isteyebilir. Nitelikleri itibarıyla malın doğal verimi veya ürünü sayılmayan bütünleyici parçaları malike aittir.
İntifa hakkına konu olan sermayenin faizleri ve diğer dönemsel gelirleri, daha geç muaccel olsalar bile, intifa hakkının başladığı tarihten sona erdiği tarihe kadar intifa hakkı sahibine ait olur. Sözleşmede aksine hüküm yoksa veya durum ve koşullardan hak sahibince şahsen kullanılması gerektiği anlaşılmıyorsa, intifa hakkının kullanılması başkasına devredilebilir. Bu takdirde malik, haklarını, devralana karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir. Malik, hakkın konusu olan malın hukuka aykırı ya da niteliğine uygun düşmeyen kullanılış biçimine itiraz edebilir. Haklarının tehlikeye düştüğünü ispat eden malik, intifa hakkı sahibinden güvence isteyebilir. İntifa hakkının konusu tüketilebilen şey veya kıymetli evrak ise, malik tehlikenin ispatına gerek olmaksızın teslimden önce de güvence isteyebilir. Kıymetli evrakın güvenilir bir yere tevdi edilmesi güvence yerine geçer. İntifa hakkı kendisinde kalmak üzere yapılan bağışlamalarda bağışlayandan güvence istenemez. İntifa hakkı sahibi, kendisine tanınan uygun süre içinde güvence göstermez veya hakkın konusu olan malı malikin itiraz etmesine rağmen hukuka aykırı şekilde kullanmaya devam ederse; sulh hâkimi, yeni bir karara kadar intifa hakkı sahibinin zilyetliğini kaldırarak hakkın konusunu atayacağı bir kayyıma tevdi eder.
Malik veya intifa hakkı sahibi, diğerinden giderleri paylaşmak üzere intifa hakkına konu olan malların noterlikçe resmen defterinin tutulmasını her zaman isteyebilir.
İntifa hakkı sahibi, hakkın konusu olan malın muhafazası ve olağan bakımı için gerekli onarım ve yenilemeleri yapmakla yükümlüdür. Malın muhafazası, daha önemli işlerin yapılmasını veya önlemlerin alınmasını gerektiriyorsa; intifa hakkı sahibi, durumu malike bildirmek ve bunların gerçekleştirilmesine izin vermek zorundadır. Malikin gereken işleri yapmaktan kaçınması hâlinde intifa hakkı sahibi, bunları onun hesabına kendisi yapabilir. İntifa hakkı konusu olan malın olağan bakım ve işletme giderleri, güvencesini oluşturduğu borçların faizleri, vergi ve resimleri, intifa süresince intifa hakkı sahibine aittir.
Vergi ve resimleri malik ödemişse, intifa hakkı sahibi, yukarıda belirtilen esasa göre bunları malike tazmin etmek zorundadır. Diğer bütün yükümlülükler malike aittir. Ancak, intifa hakkı sahibi bunların yerine getirilmesi için gereken parayı, istemi üzerine malike karşılıksız olarak sağlamazsa; malik, intifa hakkı konusu malı bu yükümlülüklerin yerine getirilmesi için kısmen veya tamamen paraya çevirebilir. Malvarlığı intifaında, intifa hakkı sahibi bu malvarlığındaki borçların faizlerini ödemekle yükümlüdür. Ancak, durum ve koşullar haklı gösteriyorsa, intifa hakkı sahibi bu yükümlülükten kurtarılmasını isteyebilir. Bu takdirde intifa hakkı, borçların ödenmesinden sonra kalan kısım üzerinde devam eder.
Yerel âdetlere göre iyi bir yönetimin gereği olduğu takdirde intifa hakkı sahibi, malikin lehine malı yangına ve diğer tehlikelere karşı sigorta ettirmekle yükümlüdür. Bu durumda veya intifa hakkının sigortalı bir mal üzerinde kurulmuş olması hâlinde intifa hakkı sahibi, hakkının devamı süresince sigorta primlerini ödemekle yükümlüdür. Bir taşınmaz üzerinde intifa hakkına sahip olan kimse, yararlanmanın olağan sınırlar içerisinde kalmasına özen göstermekle yükümlüdür. Bu ölçü aşılarak elde edilen ürünler malike ait olur. İntifa hakkı sahibi, intifa konusu taşınmazın ekonomik özgülenme yönünü malike önemli zarar verecek şekilde değiştiremez; özellikle onu yeni bir şekle dönüştüremeyeceği gibi, onda önemli bir değişiklik de yapamaz. İntifa hakkı sahibi, malike önceden haber vermek ve taşınmazın ekonomik özgülenme yönünde önemli değişiklik yapmamak koşuluyla taş, kireç, mermer ve turba ocakları ile benzerlerini açabilir. Bir orman üzerinde intifa hakkına sahip olan kimse, ondan özel kanun hükümlerine uygun bir işletme plânı çerçevesinde yararlanabilir. Malik ile intifa hakkı sahibi, işletme plânı yapılırken kendi haklarının gözetilmesini isteyebilirler. Fırtına, kar, yangın, sel, zararlı böcek akını veya diğer sebepler yüzünden olağan yararlanma önemli ölçüde aşılmışsa orman, bu kaybı giderek azaltacak şekilde işletilir veya işletme plânı yeni duruma uygun hâle getirilir. Aşırı yararlanma dolayısıyla elde edilen bedel, faiz getirecek şekilde yatırılır ve verim noksanını gidermeye ayrılır. Tüketilebilen şeylerin mülkiyeti, aksi kararlaştırılmadıkça, intifa hakkı sahibine geçer; ancak, intifa hakkı sahibi geri verme sırasında bu şeylerin o günkü değerini ödemekle yükümlü olur.
İntifa hakkı sahibi, değeri biçilerek kendisine teslim olunan diğer taşınırlar üzerinde, aksi kararlaştırılmadıkça, serbestçe tasarrufta bulunabilir; ancak, bu yetkisini kullandığı takdirde bu şeylerin biçilen değerlerini geri verme sırasında ödemekle yükümlü olur. Bu ödeme, tarım işletmesi gereçleri, hayvan sürüleri, ticarî mallar veya benzeri şeylerde aynı cins ve nitelikte eşya verilmesi suretiyle yerine getirilebilir.
Bir alacak üzerindeki intifa hakkı, onun getirisini edinme yetkisi verir. Borçluya karşı yapılacak ödeme isteminin ve kıymetli evrak üzerindeki tasarrufların alacaklı ve intifa hakkı sahibi tarafından birlikte yapılması, borcunu ödemek üzere borçlu tarafından yapılacak bildirimin de bunların her ikisine yöneltilmesi gerekir. Alacak tehlikeye düşerse, alacaklı ve intifa hakkı sahibinden her biri, diğerinden iyi bir yönetimin gerektirdiği önlemleri almaya katılmasını isteyebilir. Alacaklı ve intifa hakkı sahibinden birine ödemeye yetkili kılınmamış olan borçlu, borcunu ikisine birlikte ödemek veya hâkimin belirleyeceği yere tevdi etmek zorundadır. Yerine getirilen edimin konusu ve özellikle geri ödenecek ana para, intifa hakkına tâbi olur. Alacaklı veya intifa hakkı sahibi, ana paranın güvenilir ve getiri sağlayan bir yere yatırılmasını isteyebilir. İntifa hakkı sahibi, intifaın başlangıcını izleyen üç ay içinde, hakkın konusu olan alacağın ve kıymetli evrakın kendisine devrini isteyebilir. İntifa hakkı sahibi, alacağın ve kıymetli evrakın devri sırasındaki değeri tutarında devredene karşı bunların bedelini ödeme borcu altına girer ve feragat edilmedikçe bu borç için ayrıca güvence göstermekle yükümlü olur. Güvence istemekten feragat edilmemiş ise devir, ancak güvence gösterildikten sonra hüküm ifade eder.
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/15089 E. , 2020/685 K.
“…..
Davacı, idarelerince kullanılan ve mülkiyeti davalı Belediyeye ait 895 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 2705 Sayılı Yasa uyarınca adlarına tescilinin gerektiğini, yaptıkları girişimlerin sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, 895 ada 2 nolu parselin 44. m2'lik bölümünün tapu kaydının iptali ile trafo yeri olarak adlarına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın zaman aşımına uğradığını, mahkemenin görevsiz olduğunu, devir kurulu kararından itibaren taşınmazın bedelinin ödenmediğini, bedelsiz tescilin doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “ gerçekten de, mahkemece 2705 Sayılı Yasa hükümleri gözetilmek suretiyle davanın kabul edilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Ancak, davada çekişmeli taşınmazın bir bölümünün tapusunun iptali ve tescili istendiği halde, HUMK.'nun 74.maddesi hükmü gözardı edilerek istek aşılmak suretiyle karar verilmesi, doğru olmadığı gibi, çekişmeli yerin ifrazının mümkün olup olmadığı 3194 Sayılı Yasanın 15. ve 16. maddeleri gereğince Encümen Kararına dayalı olarak belirlenmesi gerekirken İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 14.11.2008 tarihli yazısı ile yetinilerek karar verilmiş olması da isabetsizdir. Hemen belirtilmelidir ki, 2705 Sayılı Yasa ile Değişik 1312 Sayılı Yasanın Ek 1. maddesi uyarınca bu gibi yerlerin öncelikle Tedaş Genel Müdürlüğü’ne devri, mümkün olmadığı takdirde ise tapu iptali ve tescil isteğinin mahdut ayni haklardan olan irtifak hakkını da içereceği, bu nedenle (T.E.K.) Tedaş Genel Müdürlüğü yararına bedelsiz olarak irtifak veya intifa hakkı tesisi gerekeceği tartışmasızdır. Öncelikle, çekişmeli bölümlerin mülkiyetinin devri ile iptal ve tescil kararı verilebilmesi için, 3194 Sayılı Yasanın 15., 16. maddeleri uyarınca belediye encümen kararına dayalı olarak ve imar mevzuatı doğrultusunda ifrazının mümkün olup olmadığının açıklığa kavuşturulması zorunludur. Hal böyle olunca; çekişmeli bölümlerin ifrazının mümkün olup olmadığının belediye encümen kararına dayalı olarak belirlenmesi ifraz mümkün ise iptal ve tescile, ifrazın mümkün olmaması halinde Ek 1. madde doğrultusunda davacı yararına irtifak veya intifa hakkı tesisine karar verilmesi gerekirken, anılan husus açıklığa kavuşturulmadan yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir” gerekçesiyle bozulmuş mahkemece bozma ilamına uyularak Bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 42.49 m²'lik bölüm yönünden trafo yeri olarak davacı yararına bedelsiz olarak irtifak veya intifa hakkı tesisine ilişkin verilen karar Dairece bu kez; “...trafo binasının yolda kaldığı tespit edilmek suretiyle iptal ve tescil isteğinin kabul edilmemiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacının bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Davacının öteki temyiz itirazlarına gelince; bilindiği ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/2. maddesinde düzenlendiği üzere, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin her bir istek hakkında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi ve infaza imkan sağlayacak içerikte bulunması zorunludur. Somut olayda, mahkemece, infazı mümkün olmayacak şekilde, davacının dava konusu ettiği trafo yeri bakımından davacı yararına bedelsiz olarak irtifak veya intifa hakkı tesisine şeklinde hüküm tesis edilmiştir. Hâl böyle olunca; hükmüne uyulan bozma ilamında açıklandığı şekilde, dava konusu taşınmazın bulunduğu alanın yola terkininin yapıldığı da gözetilerek ya irtifak tesisine ya da intifa hakkı tesisine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde olasılıklı hüküm tesis edilmiş olması doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kabulü ile Bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 42.49 m²'lik bölüm yönünden trafo yeri olarak davacı yararına bedelsiz olarak irtifak hakkı tesisine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...'nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 333.00.TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 06.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”

  Avukat   -   Makaleler
0 0
0 yanıt   -  

Avukatlara soru sormak için