Bu sitenin tüm hakları Andis Hukuk'a aittir.

Andis Hukuk & Danışmanlık İstanbul Ofisi (0212) 571 19 31
https://g.co/kgs/9FKrPBN
https://andishukuk.com/
JANOWIEC VE DİĞERLERİ / RUSYA ( 55508/07 ve 29520/09 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararı
0

JANOWIEC VE DİĞERLERİ / RUSYA ( 55508/07 ve 29520/09 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararı

JANOWIEC VE DİĞERLERİ / RUSYA
( 55508/07 ve 29520/09, 21/11/2013)
Karar Metni


İlgili Maddeler AİHS 2, 3 ve 38
İlgili Kavramlar Yaşam hakkı, işkence yasağı, davanın çekişmeli yargı ilkesine uygun olarak görülmesi.
Anahtar Kelimeler İnsanlığa karşı işlenen suçlar, geçmişle hesaplaşma/yüzleşme, hakikate ulaşma hakkı.
Davanın Özü Sözleşme yürürlüğe girmeden ortaya çıkan (insanlığa karşı işlenmiş olsa dahi) insan hakları ihlalleri Sözleşme’nin zaman yönünden yetkisi dışındadır.

KARARIN ÖZETİ
Olaylar ve Olgular: Karar, Stalin döneminde Polonya’nın Katyn bölgesinde gerçekleştirilen toplu katliama ilişkin mağdur yakınlarının Rusya’ya karşı başvurularına ilişkindir. Katliama uğrayanların yakınları (ikisi) birinci davayı 55508/07 numarası ile 2007 yılında, geriye kalanlar (13 kişi) ise 29520/09 numarası ile 2009 yılında açmışlar ve daha sonra davalar birleştirilmiştir. 1940 yılında, Polonya’nın Sovyetler Birliği tarafından işgal edilmesinin ardından, yaklaşık yirmi bir bin Polonyalı tutuklanmıştır. Bunların büyük bölümü Sovyet yöneticilerinin emirleri doğrultusunda yargısız infazlara kurban gitmiştir. Bunlar içinden 4500 asker ve polis Almanya’nın yanında oldukları gerekçesiyle Sovyetler Birliği tarafından toplama kamplarına gönderilmiş ve kendilerinden bir daha haber alınamamıştır. Daha sonra bu kişilerin izlerine Katyn ormanlarındaki toplu mezarlarda rastlanılmıştır. Öldürülenler hakkında 1990 yılında Rusya tarafından Sovyet yöneticilerinin sahip oldukları sorumluluk kabul edilmiş ve soruşturma başlatılmıştır. Başlatılan soruşturma ise Aralık 2004 tarihine kadar devam etmiş, bu tarihte Rus Ordu Başsavcılığının onayıyla soruşturma sona erdirilmiş, 183 cilt soruşturma dosyasının 36 tanesi çok gizli olarak sınıflandırılarak, erişime kapatılmıştır. Katyn kurbanlarının yakınları söz konusu dosyalara erişmek istemişler ancak Ordu Başsavcılığı tarafından reddedilmişlerdir. Bunun üzerine Rusya Yüksek Mahkemesine yaptıkları başvurular da, “yabancıların çok gizli olarak sınıflandırılmış belgelere erişimlerinin yasak olduğu” gerekçesiyle kabul edilmemiştir. Başvurucular, Sözleşme’nin yaşam hakkını düzenleyen 2. maddesinin, işkence yasağını düzenleyen 3. maddesinin, adil yargılanma hakkını düzenleyen 6. madesinin, özel ve aile hayatına saygı hakkını düzenleyen 8. maddesinin ve etkili başvuru hakkını düzenleyen 13. maddesinin ihlal edildiğini iddia iddiasıyla AİHM’e başvurmuştur. Ancak dava yalnızca 2. ve 3. maddeler açısından kabul edilebilir bulunmuştur. Polonya Hükümeti de davaya başvurucuların yanında katılmıştır. Daire tarafından yapılan değerlendirmede öne çıkan nokta, başvurucuların iddialarının kayıp kişilerle ilişkili olmadığı, aksine kurbanların uğradıkları trajedinin tarihsel bir gerçek olduğu, bunun Rus makamları tarafından da kabul edildiği ancak başvurucuların yakınları ile ilgili bilgi ve belgelere ulaşmalarının engellenerek aslında Rus makamlarının söz konusu soruşturmada açık bir isteksizlik sergiledikleri ve buna bağlı olarak gerçeklerin açığa çıkarılması hususunda yeterli özeni göstermediğidir. Bu çerçevede kurbanlar sağ iken onlarla ilişki kurmuş olanlar ve ölümlerden sonra doğanlar arasında bir ayrıma gitmiştir. 3. madde kapsamında aile bağları yakınlığı kavramını öne çıkardığı bu değerlendirmesinde, kurbanlarla onlar sağ iken (başka bir ifadeyle trajedinin yaşandığı 1940’dan önce doğanlar) kişisel ve ailevi ilişki kurmuş 10 başvurucunun davasını kabul ederken, katliamda öldürülenlerin akrabaları olan, ancak onlar yaşarken henüz doğmamış olan 5 başvurucunun davasını ise reddetmiştir. Davanın Daire yargılaması 16 Nisan 2012 tarihinde sonuçlanmıştır. Daha sonra dava başvurucular tarafından Büyük Daire’ye taşınmıştır. Aşağıda verilen bilgiler, davanın Büyük Daire yargılamasına ilişkindir.

İddialar: Başvurucular, 2. maddeye ilişkin iddialarını Rusya’nın katliama ilişkin etkin bir soruşturma yapmamış olduğuna dayandırmıştır.
3. maddeye ilişkin ihlal iddialarını ise Rusya’nın tarihsel geçmişle ilgili gerçeklerin reddedilmesine dair bilgilere erişmelerini engelleyerek, yakınlarına ne olduğuna ilişkin dışlayıcı bir tavır göstermesinin insanlık dışı bir muamele olduğu gerçeği ile ilişkilendirmişlerdir.
Hükümetin Savunması: Davalı hükümet ise 2. maddeyle ilgili ihlal iddialarını reddederken zaman yönünden yetki unsuru üzerinde durmuş ve söz konusu ihlallerin Mahkemenin zaman yönünden yetkisinin dışında gerçekleştiğini ayrıca bu ihlallerin söz konusu zaman diliminde Sözleşme henüz ortada olmadığı için hukuki olarak varolmadığını belirtmiştir. Bu nedenle 2. maddeyle ilgili olarak o döneme dair bir yükümlülüğü bulunmadığını savunmuştur.
Davalı hükümet 3. maddeye dayalı bir insanlık dışı bir muameleden bahsedileblmesi için ilk olarak ihlale uğrayanların yakınlarının belirsizliğin hakim olduğu bir süreçten kaynaklı keder ve acı çektiklerini gösterebilmelerinin gerektiğini, ikinci olarak da bu durumun nedeninin resmi otoritelerinin davranışlarından kaynaklanmış olması gerektiğini ileri sürerek, bu iki şartın mevcut dava için geçerli olamayacağını savunmuştur.
Hukuki Değerlendirme

2. madde yönünden
Mahkeme başvuruyu 2., 3. ve 38. madde kapsamında değerlendirmiştir.


Mahkeme, 2. maddeye ilişkin usuli değerlendirmesini yaparken Silih v. Slovenya kararında geliştirdiği üç kriter yönünden yapmıştır. Bunlardan ilki, ölümlerin Sözleşme’nin davalı Devlet tarafından onaylandığı (kritik) tarihten önce olması durumunda ancak bu tarihten sonra yapılan usuli işlemleri veya ihmalleri dikkate alacağıdır (Procedural acts and omissions in the post-entry into force period). İkincisi, ölümlerin yaşandığı tarih ile kritik tarih arasının makul bir ölçüde kısa olması gerektiği ile soruşturmanın ilişkin usullerin büyük bölümünün kritik tarihten sonrasında uygulanmaya başlamısını ifade eden gerçek bağlantı testidir (genuine connection test). Üçüncüsü ise Sözleşme değerleri testidir (Convention values test). Bunun sonucunda 2. madde açısından zaman yönünden yetkisiz olduğu sonucuna varmıştır.
3. madde yönünden Söz konusu kurbanların kayıp olarak nitelendirilemeyeceğini, zaten bu trajedinin Rusya tarafından da tarihsel bir gerçek olarak kabul edildiğini, bu kimselerin ölmediklerine dair bir belirsizliğin olmadığını dolayısıyla ölen bu kimselerin yakınlarının kayıp davalarındaki kurbanların yakınları gibi 3. madde kapsamında bir insanlık dışı muameleye maruz kaldıklarını söylemenin doğru olmayacağını ifade etmiştir. Bu nedenle Daire kararının aksine (kısmen de olsa) 3. madde ihlalini kabul etmemiştir.

38. madde yönünden AİHM tarafından yapılan soruşturmada kendisinden istenen dosya kopyasını Mahkemeye iletmediği için Mahkeme, Rusya’yı 38. madde kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmediğinden dolayı mahkum etmiştir.

  Avukat   -   AİHM Kararları
0 0
0 yanıt   -  

Avukatlara soru sormak için