Bu sitenin tüm hakları Andis Hukuk'a aittir.

Andis Hukuk & Danışmanlık İstanbul Ofisi (0212) 571 19 31
https://g.co/kgs/9FKrPBN
https://andishukuk.com/
Okan Tüm Ve Ali Rıza Eren Başvurusu (Başvuru Numarası: 2013/9509)
0

Okan Tüm Ve Ali Rıza Eren Başvurusu (Başvuru Numarası: 2013/9509)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
OKAN TÜM VE ALİ RIZA EREN BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2013/9509)
Karar Tarihi: 7/4/2016
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
Başkan : Engin YILDIRIM
Üyeler : Serdar ÖZGÜLDÜR
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
Recep KÖMÜRCÜ
Alparslan ALTAN

Raportör Yrd. : Gökçe GÜLTEKİN
Başvurucular : 1. Okan TÜM
2. Ali Rıza EREN
Vekilleri : Av. Mehmet Ali KIRDÖK
Av. Ümit SİSLİGÜN

I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, terör örgütüne üye olmak suçundan yürütülen soruşturma kapsamında 17/10/1996 tarihinde gözaltına alınan başvurucular hakkında açılan kamu davasının makul sürede sonuçlandırılamaması nedeniyle adil yargılama hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 17/12/2013 tarihinde İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca 29/1/2014 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
4. Bölüm tarafından 5/9/2014 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlığın 18/9/2014 tarihli yazısında Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvurucular Okan Tüm ve Ali Rıza Eren, DHKP/C adlı silahlı terör örgütüne yönelik operasyon kapsamında 16/10/1996 tarihinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce gözaltına alınarak 30/10/1996 tarihinde İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Cumhuriyet Başsavcılığına çıkarılmışlardır. Başvurucu Ali Rıza Eren aynı tarihte serbest bırakılırken Okan Tüm'ün 31/10/1996 tarihinde DGM Yedek Hâkimliği tarafından yapılan sorgusunun ardından tutuklanmasına karar verilmiştir.
7. İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığının 18/11/1996 tarihli ve 1996/1420 sayılı iddianamesiyle başvurucular hakkında kamu davası açılmıştır. İddianamede başvurucuların DHKP/C terör örgütü üyesi oldukları, "Devrimci Halk Güçleri Komitesi"nde yer aldıkları, örgüt adına bazı gösterilere katıldıkları, pankart asma ve molotof kokteyli atma eyleminde yer aldıkları iddiaları yer almaktadır.
8. İstanbul DGM Cumhuriyet Savcılığınca düzenlenen 22/6/1998 tarihli ve 1998/817 sayılı iddianame ile "yasa dışı örgüt üyesi" olduğu, 1/6/1998 tarihinde İstanbul ili Maltepe ilçesinde bulunan bir kahvehaneye patlayıcı madde atılması, 29/5/1998 tarihinde Gülsuyu meydanında mobilyacı kepenklerine örgüt pankartı asılarak ses bombası patlatılması olaylarına karıştığı iddialarıyla başvurucu Okan Tüm hakkında kamu davası açılmıştır.
9. Başvurucu Okan Tüm hakkında açılan ikinci kamu davası, İstanbul 5 No.lu DGM'nin E.1998/293 sayılı dosyası kapsamında görülmeye başlanmıştır.
10. İstanbul 5 No.lu DGM'nin birleştirme yönünde görüşünü alan İstanbul 6. No.lu DGM, 5/10/1998 tarihli kararıyla E.1998/293 sayılı dosyanın başvurucu Okan Tüm yönünden E.1996/231 sayılı dosya ile birleştirilmesine karar vermiştir.
11. Mahkeme 10/5/2002 tarihli kararıyla başvurucu Okan Tüm hakkında 24 yıl 12 ay ağır hapis ve 5 yıl 5 gün hapis cezası, başvurucu Ali Rıza Eren hakkında ise 12 yıl 6 ay ağır hapis ve 10 yıl 13 ay 10 gün hapis cezasına hükmetmiştir.
12. Başvurucuların temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 7/7/2003 tarihli ve E.2003/639, K.2003/1308 sayılı ilamıyla İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuştur.
13. Bozma sonrası yürütülen yargılamada İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250. madde ile görevli) 20/11/2013 tarihli ve E.2003/244, K.2013/130 sayılı kararıyla her iki başvurucu açısından olağanüstü zamanaşımı sürelerinin dolmuş olması nedeniyle kamu davasını ortadan kaldırılmasına hükmedilmiştir.
14. Karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.
15. Başvurucular 17/12/2013 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır.
B. İlgili Hukuk
16. 1/3/1926 tarihli ve 765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu’nun 168. maddesinin ikinci fıkrası, 102. maddesinin üçüncü fıkrası, 104. maddesinin ikinci fıkrası.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
17. Mahkemenin 7/4/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucuların İddiaları
18. Başvurucular, terör örgütüne üye olmak suçundan yürütülen soruşturma kapsamında haklarında açılan kamu davasının makul sürede sonuçlandırılamadığını belirterek adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşler; tazminat talep etmişlerdir.
B. Değerlendirme
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
19. Başvuru formu ile eklerinin incelenmesi sonucunda açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
20. Başvurucular, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığınca haklarında açılan kamu davasında yargılamanın makul sürede sonuçlandırılmadığını belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
21. Ceza davalarına ilişkin yargılamaların makul sürede sonuçlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve Anayasa Mahkemesince makul sürede yargılanma hakkının adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil olduğu kabul edilerek bir davadaki yargılama süresinin makul olup olmadığının tespitinde davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususların dikkate alınacağı belirtilmiş (B.E. B. No: 2012/625, 9/1/2014, §§ 23-41; Ersin Ceyhan, B. No: 2013/695, 9/1/2014, §§ 24-40) ve bu kapsamda yapılan incelemeler sonucu makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine yönelik kararlar verilmiştir (Mehmet Fatih Özdemir, B. No: 2013/1607, 17/11/2014; Ömer Çoygun, B. No: 2013/3396, 22/6/2015; Osman Bayrak, B. No: 2013/3803, 25/2/2015).
22. Başvuru konusu olay, terör örgütüne üye olmak suçundan İstanbul 6 No.lu Devlet Güvenlik Mahkemesinde açılan ceza davasına ilişkindir. Ceza muhakemesinde yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken sürenin başlangıcı, bir kişiye suç işlediği iddiasının yetkili makamlar tarafından bildirilmesi veya isnattan ilk olarak etkilendiği arama ve gözaltı gibi birtakım tedbirlerin uygulanması anı ya da kamu davasının açıldığı tarihtir. Somut başvuru açısından bu tarih, başvurucuların DHKP/C adlı silahlı terör örgütüne yönelik operasyon kapsamında İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce gözaltına alındığı 16/10/1996'dır. Ceza yargılamasında sürenin sona erdiği tarih, suç isnadının nihai olarak karara bağlandığı tarih olup somut başvuru açısından bu tarih, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250. madde ile görevli) tarafından açılan kamu davasının ortadan kaldırılması kararının verildiği 20/11/2013'tür (Ersin Ceyhan, § 35).
23. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesi neticesinde İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında başvurucuların 16/10/1996 tarihinde gözaltına alındıkları, 31/10/1996 tarihinde salıverildikleri, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığının 22/6/1998 tarihli iddianamesiyle başvurucular hakkında ceza davasının açıldığı tespit edilmiştir. İstanbul 6 No.lu Devlet Güvenlik Mahkemesinin 10/5/2002 tarihli kararı ile atılı eylemlerin ve örgüt üyeliği suçlamasının sabit olduğu belirtilerek başvurucuların cezalandırılmasına karar verildiği, temyiz üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 7/7/2003 tarihli ilamıyla İlk Derece Mahkemesi kararının bozulduğu, bozmaya uyularak yürütülen yargılamada Mahkemenin 20/11/2013 tarihli kararıyla başvurucular hakkında açılan kamu davasının ortadan kaldırılmasına karar verildiği, temyiz edilmemesi üzerine kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
24. Başvurunun değerlendirilmesi neticesinde başvuruya konu ceza davası; hukuki meselenin çözümündeki güçlük, maddi olayların karmaşıklığı, delillerin toplanmasında karşılaşılan engeller, taraf sayısı gibi kriterler dikkate alındığında karmaşık olmakla birlikte davaya bütün olarak bakıldığında somut başvuru açısından farklı bir karar verilmesini gerektirecek bir yön bulunmadığı ve söz konusu on yedi yıllık yargılama sürecinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
25. Açıklanan nedenlerle başvurucuların Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden
26. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir:
“(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
27. Başvurucular ayrı ayrı 30.000 TL tazminatın ödenmesi talebinde bulunmuşlardır.
28. Bireysel başvuru dosyasının incelenmesi neticesinde başvurucuların adil yargılanma haklarının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
29. Başvurucuların tarafı olduğu uyuşmazlığa ilişkin on yedi yıllık yargılama süresi dikkate alındığında yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararı karşılığında başvuruculara ayrı ayrı net 25.800 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
30. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 198,35 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.998.35 TL yargılama giderinin başvuruculara müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği yönündeki iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvuruculara ayrı ayrı net 25.800 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
D. 198,35 TL harçtan ve 1.800 TL vekalet ücretinden oluşan toplam 1.998.35 TL yargılama giderinin BAŞVURUCULARA MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
E. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE



7/4/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.



Başkan Üye Üye
Engin YILDIRIM Serdar ÖZGÜLDÜR Osman Alifeyyaz PAKSÜT




Üye Üye
Recep KÖMÜRCÜ Alparslan ALTAN

  Avukat   -   AYM Kararları
0 0
0 yanıt   -  

Avukatlara soru sormak için