Bu sitenin tüm hakları Andis Hukuk'a aittir.

Andis Hukuk & Danışmanlık İstanbul Ofisi (0212) 571 19 31
https://g.co/kgs/9FKrPBN
https://andishukuk.com/
Songül Yaşa Başvurusu (Başvuru Numarası: 2016/6750)
0

Songül Yaşa Başvurusu (Başvuru Numarası: 2016/6750)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
SONGÜL YAŞA BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2016/6750)
Karar Tarihi: 17/6/2020
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
Başkan : Kadir ÖZKAYA
Üyeler : Engin YILDIRIM
Celal Mümtaz AKINCI
Rıdvan GÜLEÇ
Recai AKYEL
Raportör : Hüseyin KAYA
Başvurucu : Songül YAŞA
Vekili : Av. Rehşan BATARAY SAMAN

I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, adli bir soruşturma kapsamında gerçekleştirilen yakalama işlemi sırasında ve gözaltında darp, hakaret ve cinsel tacize maruz kalınması nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 4/4/2016 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu 1/4/2006 tarihinde Diyarbakır'da kolluk görevlileri tarafından yapılan kimlik kontrolü sonrasında -28/3/2006 tarihinde meydana gelen toplumsal olaylara karışarak suç işlediği iddiasıyla- gözaltına alınmıştır.
8. Başvurucu; yakalama işlemi sırasında saçının çekildiğini, gözaltında alındıktan sonra ise kaba dayağa, hakaret ve cinsel tacize uğradığını iddia ederek 8/6/2007 tarihinde Diyarbakır 1. İdare Mahkemesi (Mahkeme) nezdinde tam yargı davası açmıştır.
9. Mahkeme, zarar ile idarenin eylemi arasında illiyet bağı bulunmadığı gerekçesiyle 18/11/2009 tarihinde davayı reddetmiştir. Başvurucunun temyiz talebi üzerine inceleme yapan Danıştay Onuncu Dairesi (Daire) 28/10/2014 tarihli kararıyla hükmü onamıştır. Karar düzeltme talebi ise Dairenin 21/1/2016 tarihli kararı ile reddedilmiştir.
10. Nihai kararı 4/3/2016 tarihinde tebellüğ eden başvurucu 4/4/2016 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
11. Öte yandan başvurucu kötü muamele iddiasına ilişkin olarak Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına (Cumhuriyet Başsavcılığı) suç duyurusunda bulunduğunu da belirtmiştir. Başvuru formunda Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği, bu karara itiraz edilerek Diyarbakır 1. Sulh Ceza Mahkemesi (2007/2173 D.İş) nezdinde dava açıldığı belirtilmiştir.
12. UYAP üzerinden yapılan kontrolde Diyarbakır 1. Sulh Ceza Mahkemesinin belirtilen numaralı bir dosyasına rastlanmamış, Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma dosyasına ise erişim sağlanabilmiştir. Buna göre Cumhuriyet Başsavcılığınca 24/3/2007 tarihinde verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararında, başvurucunun darp şikâyetine ilişkin olarak daha önce 1/2/2007 tarihinde verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararından bahsedilmiş; hakaret ve cinsel taciz iddialarının ise soyut iddiadan ibaret olduğu belirtilmiştir.
13. Anayasa Mahkemesince 19/11/2019 tarihinde başvurucuya yazılan yazıyla kovuşturmaya yer olmadığı kararına karşı itirazına ilişkin bildirdiği mahkeme ve dosya numarası üzerinden UYAP erişiminin sağlanamadığı, bu hususta bilgi vermesi ve varsa belge göndermesi gerektiği bildirilmiştir. Başvurucu 13/12/2019 tarihinde verdiği cevapta Diyarbakır 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 2007/2173 D.İş numaralı dosyasına ait tüm evrakın başvuru formu ile birlikte gönderildiğini ve anılan dosyada tekrar kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğini belirtilmekle yetinmiştir. Ne var ki başvuru formu ekinde anılan dosyaya ait herhangi bir evrak sunulmuş değildir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Mahkemenin 17/6/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
15. Başvurucu; kolluk görevlilerince gerçekleştirilen yakalama işlemi sırasında saçının çekildiğini, gözaltında alındıktan sonra ise kaba dayağa, hakaret ve cinsel tacize maruz kaldığını iddia etmiştir. Başvurucu; Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturmanın kolluk tutanaklarını esas almakla yetindiğini, delillerin gerekli özenle toplanmadığını, derhâl soruşturma başlatılması ilkesine uyulmadığını, soruşturmanın bağımsız ve tarafsız olmadığını, etnik kökeni nedeniyle ayrımcılığa maruz kaldığını dile getirmiştir. Başvurucuya göre Anayasa'nın 10., 17., 36. ve 40. maddelerinde güvence altına alınan eşitlik ilkesi, kötü muamele yasağı, adil yargılanma hakkı ve etkili başvuru hakkı ihlal edilmiştir.
B. Değerlendirme
16. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun yakınmaları bir bütün hâlinde değerlendirildiğinde başvurunun Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
17. Anayasa’nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:
"… Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır."
18. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Bireysel başvuru hakkı” kenar başlıklı 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
"İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir."
19. Başvuru yollarının tüketilmesi koşulu, bireysel başvurunun temel hak ihlallerini önlemek için son ve olağanüstü bir çare olmasının doğal sonucudur. Diğer bir ifadeyle temel hak ihlallerini öncelikle idari makamların ve derece mahkemelerinin gidermekle yükümlü olması, başvuru yollarının tüketilmesi koşulunu zorunlu kılmaktadır (Necati Gündüz ve Recep Gündüz, B. No: 2012/1027, 12/2/2013, § 20).
20. Temel hak ve özgürlüklere saygı, devletin tüm organlarının anayasal ödevi olup bu ödevin ihmal edilmesi nedeniyle ortaya çıkan hak ihlallerinin düzeltilmesi, idari ve yargısal makamların görevidir (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403, 26/3/2013, § 16).
21. Anayasa Mahkemesi kolluk görevlilerinin güç kullanımı sonucunda gerçekleştiği ileri sürülen kötü muamele yasağı ihlali iddialarını incelediği birçok başvuruda, tüketilmesi gereken etkili hukuk yolunun ceza soruşturması olduğunu belirtmiştir (birçok karar arasından bkz. Onur Cingil, B. No: 2013/7836, 16/4/2015, § 52; Zeki Güngör, B. No: 2013/8491, 31/3/2016, § 39; N.T.U. ve N.T., B. No: 2014/4372, 19/12/2017, § 28; Seyfullah Turan ve diğerleri, B. No: 2014/1982, 9/11/2017, § 140).
22. Başvurucu, kolluk görevlilerinin kötü muamelesine maruz kaldığı iddiasıyla idari yargıda açtığı tam yargı davasının reddedilmesi sonrası bireysel başvuruda bulunmuştur (bkz. § 10). Oysa ileri sürülen hak ihlali iddiasına ilişkin olarak delillerin etkili şekilde toplanması, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması, sorumluların bulunarak gerekiyorsa cezalandırılması yönünde makul bir başarı şansı sunma ihtimali olan etkili hukuk yolunun ceza soruşturması olduğunda kuşku bulunmamaktadır. Nitekim başvurucu da ilgili kolluk görevlileri hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuştur. Ne var ki başvuru formunda ceza soruşturmasına ve akıbetine ilişkin yeterince bilgi ve belge sunulmadığı gibi Anayasa Mahkemesince bu konuda sorulan sorulara da nitelikli cevap verilmemiştir (bkz. § 13). Şu hâlde ceza soruşturması kapsamında verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararına itiraz sonucunda ne karar verildiği, ne zaman karar verildiği ve bu kararın başvurucuya ne zaman tebliğ edildiği gibi önemli hususlardaki gerekli bilgi ve belge başvuru dâhilinde sunulmuş değildir. Başka bir ifadeyle başvurucu olağan kanun yolunu tükettiğini açıkça gösterebilmiş değildir.
23. Açıklanan gerekçelerle başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 17/6/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

  Avukat   -   AYM Kararları
0 0
0 yanıt   -  

Avukatlara soru sormak için