Bu sitenin tüm hakları Andis Hukuk'a aittir.

Andis Hukuk & Danışmanlık İstanbul Ofisi (0212) 571 19 31
https://g.co/kgs/9FKrPBN
https://andishukuk.com/
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/4227 E. , 2015/5233 K.
0

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/4227 E. , 2015/5233 K.

23. Hukuk Dairesi 2015/4227 E. , 2015/5233 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki kayıt kabul davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı müflis iflas idaresi memurları tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -

Davacı vekili, müvekkili şirketin, ... Yönetim Kurulu kararı ile devralındığını, davacı şirketin ...A.Ş'nin hakim ortaklarından olan ...'in ortağı bulunduğu bir yatırım şirketi olduğunu, ortaklardan...'in vefatı üzerine kayıtlı hisselerin 1/2'sinin babası ...'e miras yolu ile intikal ettiğini, bu durumda müflis adına kaydı yapılan (intikal eden) taahhüt ettiği pay miktarının yarısı (taahhüt edilen sermayenin ödenmeyen kısmı) olan 96.000,00 TL'nin 26.07.2004 tarihinden itibaren iflas tarihi olan 17.10.2007 tarihine kadar oluşan 51.121,97 TL faizi ile birlikte toplam 147.121,97 TL olduğunu ileri sürerek, alacağın reeskont faizi ile birlikte kayıt ve kabulünü talep ve dava etmiştir.
Davalı iflas idare memurları, davacı şirketin masaya kaydını talep ettiği alacağın müflisin sermaye arttırım taahhüdünden kaynaklandığını iddia ettiğini, söz konusu talebin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, ortaklar genel kurulunun sermaye arttırımına karar vermiş olmasının pay sahipleri açısından sermaye arttırımına katılma yükümlülüğünü doğurmadığını, pay sahiplerinin taahhüt etmiş oldukları sermaye ile sınırlı olarak sorumlu olduklarını, söz konusu yükümlülüğünün yeni bir sermaye taahhüdünde bulunmayı içermediğini, bu nedenle gerek TTK'nın 394, gerekse SPK'nın 12/5. maddelerinde yeni pay alma hakkı ifadesi kullanıldığını, bu çerçevede pay sahipleri açısından sermaye arttırımına katılma yükümlülüğü doğurmaması nedeniyle sermaye artırımından müflis ... iflas idaresinin sorumlu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; uyuşmazlığın davacı şirket ortağından miras yoluyla davalı müflis ...'e kalan şirket payı karşılığı taahhüt edilen sermaye payının ödenmemesinden kaynaklı alacağın sıra cetveline kayıt ve kabulünün gerekip gerekmediğine ilişkin olduğu, kural olarak anonim şirket payı üzerindeki hakların miras yoluyla intikal edebileceği, mirasın açılmasıyla mirasçının pay üzerinde tasarrufta bulunabileceği, dava dışı ortak...'in 03.04.2004 tarihinde vefatı ile eşi ve müşterek çocuğunun terekeyi kayıtsız ve şartsız reddettiği ve reddin tescil edildiği, mirasçı olarak davalı müflis ... ve dava dışı ...'in kaldığı, terekenin resmi tasfiyeye tabi tutulduğu veyahut aile malları ortaklığı tesis olunduğu yönünde bir savunma bulunmadığından tereke borcundan kaynaklı olarak mirası kabul eden mirasçıların murisin borçlarından şahsen müteselsilen sorumlu bulundukları, alacaklının mirasçılardan alacak isteminde bulunabileceği, davacının davalıdan iflas tarihi itibariyle sermaye taahhüt borcundan kaynaklanan 96.000,00 TL asıl alacak 51.674,67 TL temerrüt faizi olmak üzere toplam 147.674,67 TL alacaklı bulunduğu gerekçesiyle, taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne, alacağın 4. sırada kayıt ve kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı müflis iflas idare memurları tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizin emsal nitelikli 05.06.2014 tarih ve 1112 E., 4346 K. sayılı bozma ilamına konu dava dosyası kapsamı ile işbu dosya ve temyiz dilekçesi kapsamına göre, Bakanlar Kurulu'nun 21.12.1999 tarihli ve 99/13765 sayılı kararıyla temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi mülga 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun 14. maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkralarına istinaden Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devredilen Yurt Ticaret ve Kredi Bankası A.Ş. ( ...A.Ş.)'nin eski yönetici ve hakim ortağı ...'in 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 110. madde hükmü uyarınca ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 17.10.2007 tarih ve 2005/120 E., 2007/381 K. ilamı ile iflasına karar verilmiş, ... İflas Müdürlüğü'nün 2007/30 sayılı dosyasından iflas işlemlerine başlanılmış, işbu dava iflas kararından sonra 09.11.2007 tarihinde açılmış, iflas kararı taraflarca temyiz edilmeksizin 14.01.2008 tarihinde kesinleşmiş, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 110. maddesinin yollamasıyla, 106. maddesinin, 5. fıkrası gereğince birinci alacaklılar toplantısı yerine kaim olmak üzere, ilgili iflas idare memuru adayları, Fon Kurulu Başkanlığı'nın 18.01.2008 tarih ve 2008/19 sayılı kararı uyarınca ... İflas Müdürlüğü'nün 2007/30 E. sayılı dosyasına önerilmiş, ... 2. İcra Hakimliği'nin 08.02.2008 tarihli kararı ile Fon tarafından önerilen iflas idare Memurları Av. ... , Av. ... ve Av. ... görevlerine başlamış, ...'nin, birinci alacaklılar toplantısının İcra Müdürlüğü'nce 13.02.2008 tarihinde yapılmasına ilişkin karara yönelik şikayeti, ... 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nce 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 110/2. ve 110/4. yollamasıyla 106/5. maddesi uyarınca tasfiyenin ... tarafından yürütülmesi gerektiği belirtilerek 08.02.2008 tarihli kararı ile kabul edilmiş ve ilk alacaklılar toplantısının iptaline karar verilmiş, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Kurulu'nun 16.05.2008 tarih ve 2008/165 sayılı kararı ile ... İflas Müdürlüğü'nün 2007/30 sayılı dosyasından sürdürülen iflas tasfiye işlemlerinin 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun Geçici 11. maddesinin yollaması uyarınca, mülga 4389 sayılı Bankacılar Kanunu'nun 16. ve 17. maddelerine göre Fon tarafından yapılması gerektiğinden, tasfiye işlemlerinin Fon Tasfiye Dairesi Başkanlığı tarafından gerçekleştirilmesine, aynı kişilerin iflas idare memuru olarak atanmasına karar verilmiş, bu çerçevede iflas tasfiye işlemlerine Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Hukuk işleri Daire Başkanlığının 2008/1 sayılı dosyası üzerinden devam edilmiş, "... Tasfiye Dairesi Başkanlığı'nca İİK'nın 206 ve 207. maddeleri gereğince düzenlenen sıra cetveli" başlıklı cetvel 08.01.2009 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ve 09.01.2009 tarihli Star Gazetesinde "... Daire Başkanlığından İflas Dairesi sıfatı ile sıra cetveli ilanı" başlığı ile ilan edilmiş, alacak kayıt talebinde bulunan kişi ve kurumlara tebliğ edilmiş, müflisin iflas tasfiye işlemi İcra ve İflas Kanunu'na göre değil, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ve ilgili yönetmelik hükümlerine göre yapılmaya devam edilmiş, bu çerçevede ikinci alacaklılar toplantısı yerine kaim olmak üzere, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Fon Kurulu'nun 12.03.2009 tarih ve 2009/82 sayılı kararı alınmış bulunmaktadır.
5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 106/5. maddesi; " Fon bu Kanunun uygulanması ile sınırlı olmak üzere 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 166, 218, 219, 223, 234, 236,249, 251 ve 254. maddelerindeki yetki ve görevler hariç olmak üzere iflas idaresi, alacaklılar toplantısı ve iflas idaresi görev ve yetkilerine sahip olarak bankayı tasfiye eder." hükmünü içermektedir.
..., iflas idaresi görev ve yetkilerini haiz olarak iflas tasfiyesini yürüttüğüne göre, bu sıfatla düzenlenen sıra cetvelinin de ...'nin kamu gücüne dayalı olarak Bankacılık Kanunu uyarınca tek yanlı olarak aldığı idari karara dayalı bir işlemi olduğu kuşkusuzdur. İflas idaresinin İİK'ndaki haiz olduğu yetkileri ...'nin sahip olması, bu hükümlerden yararlanması bu sonucu değiştirmemektedir. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 110. maddesinde, 107. maddeye atıf bulunmadığı gibi, 107. madde uyarınca devir alınan alacaklar nedeniyle Fon'a boçlu olanların iflası halinde 132/9. bent uyarınca Fon'un bir ya da iki temsilcisinin katılımı ile oluşan ve İcra hakiminin seçtiği iflas idaresinin somut olayda söz konusu olmadığı, tamamının Fon'un gösterdiği adaylardan oluştuğu, iflas idaresinin Fon adına tasfiyeyi yürüttüğü anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 07.02.2011 tarih ve 2010/69 E., 2011/5 K. sayılı kararında da, ...'nin düzenlediği sıra cetvelinin iptaline idari yargının karar verebileceği sonucuna varılmıştır.
Bu durumda mahkemece, tüzel kişiliği haiz Fon tarafından İİK hükümlerinden yararlanılarak düzenlenen ve idari işlem niteliğinde bulunan sıra cetvelinin dava konusu edildiği, davalı Müflis ... iflas idaresinin ... adına tasfiye yürüttüğü, gerçek hasmın ... olduğu, bu cetvelde davacının alacağı ile ilgili alınan kararın iptalini amaçlayan davacının alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı varsa cetvelin davacı alacağı ile ilgili kısmının iptali ile ilgili inceleme yapıp karar vermenin Adli Yargının görevi dahilinde olmadığı, anılan kararın iptali üzerine idarece yeni bir karar alınarak davacının alacağının cetvele kayıt ve kabulüne karar verileceği gözönünde bulundurulup, HMK'nın 114/1-b ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde uyuşmazlığın esası incelenerek hüküm kurulması doğru olmamıştır.
2- Bozma nedenine göre, davalı müflis iflas idare memurlarının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı müflis iflas idare memurlarının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

  Avukat   -   Yargıtay Kararları
0 0
0 yanıt   -  

Avukatlara soru sormak için