Bu sitenin tüm hakları Andis Hukuk'a aittir.

Andis Hukuk & Danışmanlık İstanbul Ofisi (0212) 571 19 31
https://g.co/kgs/9FKrPBN
https://andishukuk.com/
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/7941 E. , 2019/134 K.
0

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/7941 E. , 2019/134 K.

3. Hukuk Dairesi 2018/7941 E. , 2019/134 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, müvekkili ile davalılardan Yasemin arasında 01.02.2011 başlangıç tarihli kira sözleşmesi imzalandığını, davalılardan ... sözleşmeyi kefil sıfatı ile imzaladığını, 01.07.2013 tarihinden itibaren aylık kira bedellerinin ödenmediğini, kira bedellerinin tahsili amacıyla ... . İcra Müdürlüğünün 2013/4673 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, ancak davalıların takibe itiraz ederek takibi durdurduklarını bildirerek, davalıların takip dosyasına yapmış oldukları itirazlarının iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalılar, taşınmazın eczane olarak kullanılmak amacıyla kiralandığını, ancak taşınmaza doğalgaz bağlanmadığı ve ısınma için elektrik kullanıldığı için sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği ve anahtarların davacıya teslim edildiğini, ayrıca davalılardan ... adi kefil olması nedeniyle kiracı hakkında yapılacak takibin sonuçsuz kalması durumunda adi kefil hakkında dava açılabileceğinden davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptali ile takibin 9.924,20TL asıl alacak üzerinden devamına karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalılardan ...'nin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalılardan kefil ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Adi kefaleti düzenleyen T.B.K.nun 585. Maddesine göre (818 Sayılı B.K.'nun 486.), adi kefalet halinde alacaklının öncelikle borçluya başvurması gerekmektedir. Diğer yandan
dava tarihinde yürürlükte bulunan Türk Ticaret Kanunu’nun 7. maddesinde bu konuyla ilgili bir düzenleme getirilmiş ve “ (1) İki veya daha fazla kişi, içlerinden yalnız biri veya hepsi için ticari niteliği haiz bir iş dolayısıyla, diğer bir kimseye karşı birlikte borç altına girerse, kanunda veya sözleşmede aksi öngörülmemişse müteselsilen sorumlu olurlar. Ancak, kefil ve kefillere, taahhüt veya ödemenin yapılmadığı veya yerine getirilmediği ihbar edilmeden temerrüt faizi yürütülemez. (2) Ticari borçlara kefalet hâlinde, hem asıl borçlu ile kefil, hem de kefiller arasındaki ilişkilerde de birinci fıkra hükmü geçerli olur.” şeklindeki düzenleme ile teselsül karinesi kabul edilmiştir. Bu halde alacaklı adi kefalette olduğu gibi asıl borçluya müracaat etmek zorunda değildir. Ticari işlerde “teselsül karinesi” uygulanmaktadır. Nitekim, müteselsil kefil asıl borçlu ile birlikte takip edilebilir.
Somut olayda; Taraflar arasında 01.02.2011 başlangıç tarihli ve üç yıl süreli aylık net 1.750 TL bedelli kira sözleşmesi düzenlendiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı borçlulardan ... kira sözleşmesini kefil sıfatıyla imzalamıştır. Davacı alacaklı, davalı kiracı ve kefil aleyhine 15.07.2013 tarihinde başlatmış olduğu icra takibi ile 2013 yılı Mart, Nisan, Mayıs, Haziran ve Temmuz ayları kira bedelleri toplamı 11.075TL'nin tahsilini istemiştir. Dosya kapsamında kiracı borçlu davalı ...'in tacir olup olmadığı araştırılmamıştır. Bu durumda, davalı kiracının tacir olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre davalı kefilin kira bedelinden sorumlu olup olmayacağı üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kira parasından kefilin sorumlu tutulması doğru değildir.
Ayrıca; 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 583. maddesi (mülga 818 Sayılı Borçlar Kanununun 484. maddesi) uyarınca kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı şekilde düzenlenmesi ve kefilin sorumlu olacağı miktarın açıkça gösterilmesi zorunludur. Kefilin sorumluluğu sözleşme kapsamındaki borçlar için ve sözleşme süresince geçerli olup, davada talep edilen makul süre tazminatı olup, belli muayyen olduğundan sözedilemez. Taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesinde de bu bedelden davalı kefilin sorumlu olacağına dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece makul süre tazminatı yönünden davalı kefil hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
3-Davalıların Temmuz ayı kira bedeline ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Davalı kiracı tarafından kiralanan taşınmazın kira sözleşmesinin bitim tarihinden önce tahliye edildiği hususu her iki tarafın da kabulündedir. Bu durumda, Mahkemece yeniden kiraya vermek için gereken makul süre bilirkişi raporu ile 6 ay kabul edilerek; tespit edilecek tahliye tarihine kadar ödenmeyen kira alacağı ile, kiralanan taşınmazın yeniden kiraya verildiği tarihi geçmeyecek şekilde, tahliye tarihinden itibaren 6 aylık makul süreye ilişkin kira bedeli üzerinden itirazın iptaline karar vermek gerekir. Mahkeme gerekçesinde belirtildiği üzere dava konusu taşınmazın 01.07.2013 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile 3. Kişiye yeniden kiraya verildiğine göre, davalıların temmuz ayı kira bedelinden sorumlu olmaması gerekirken yazılı şekilde Temmuz ayı kira bedeli yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalılardan ...'nin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalılardan ...'nun, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15.01.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

  Avukat   -   Yargıtay Kararları
0 0
0 yanıt   -  

Avukatlara soru sormak için