Bu sitenin tüm hakları Andis Hukuk'a aittir.

Andis Hukuk & Danışmanlık İstanbul Ofisi (0212) 571 19 31
https://g.co/kgs/9FKrPBN
https://andishukuk.com/
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/16458 E. , 2019/4848 K.
0

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/16458 E. , 2019/4848 K.

4. Hukuk Dairesi 2016/16458 E. , 2019/4848 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Davacı ... Elektrik Dağıtım AŞ vekili Avukat ... tarafından, davalı Türkiye Elektrik İletim AŞ Genel Müdürlüğü aleyhine 13/08/2014 gününde verilen dilekçe ile istirdat ve hukuka aykırılığın tespiti istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece yargı yolu nedeniyle mahkemenin görevsizliğine dair verilen 08/07/2015 günlü kararın Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 22/10/2019 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davacı vekili Avukat .... ile karşı taraftan davalı vekili Avukat... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
Dava, taraflar arasında sistem kullanım anlaşması yapılmadan önceki döneme ilişkin idari para cezalarının haksız olduğunun tespiti ile yapılan ödemenin istirdatı istemine ilişkindir. Mahkemece, yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; davacı şirketin 6446 sayılı Yasa hükümleri çerçevesinde... illerinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından verilen elektrik dağıtım lisansı kapsamında dağıtım faaliyetini yürüttüğünü, davacı şirketin ...'a ait iletim hatlarını kullandığını, bu nedenle taraflar arasında sistem kullanım anlaşması imzalandığını, söz konusu sistem kullanım anlaşmasının davacı şirket ile davalı arasında ilk olarak 2010 yılının Haziran ayında imzalandığını, bu tarihten önceki dönemi kapsayan 2007-2010 yıllarına ilişkin ise İletim Sistemi Sistem Kullanım ve Sistem İletişim Tarifelerini Hesaplama Yöntem Bildirimi'nin 1.5 maddesi uyarınca dava konusu idari para cezalarının uygulandığını ve haksız olarak düzenlenen ceza faturalarına konu tutarın ihtirazi kayıtla davalıya ödendiğini belirterek, ceza faturalarının hukuka aykırı olduğunun tespiti ile 3.679.829,70 TL ceza bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili; uyuşmazlığın idari yargının görev alanına girdiğini, ilgili dönemlerde taraflar arasında sistem kullanım anlaşması bulunmadığını, cezai yaptırımın EPDK tarafından çıkarılan Yönetim Bildirimi hükümlerine dayalı olarak uygulandığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, elektrik dağıtım hizmetinin davalı ... ile dağıtım şirketleri arasında akdedilen sistem kullanım ve bağlantı anlaşmaları ile gerçekleştirildiği, ancak idari para cezalarının kesildiği dönemler yönünden davacı şirket ile davalı ... arasında bir anlaşmanın mevcut olmadığı, davalının tek taraflı iradesi ile gerçekleştirdiği İletim Sistemi Sistem Kullanım ve Sistem İletişim Tarifelerini Hesaplama Yöntem Bildirimi esasları çerçevesinde cezai şartı uyguladığı, sistem kullanım anlaşmasında ise cezai şart bulunmadığı, davalının kamu gücünü kullanarak tek yanlı irade açıklaması ile tesis ettiği işlemle para cezası uyguladığı, özelleştirme öncesinde gerçekte İktisadi Devlet Teşekkülü statüsünde bulunan iki kamu birimi arasında cereyan eden ilişkinin, idare hukuku ilkelerine tabi olduğu ve özelleştirme öncesi döneme ilişkin tesis edilen idari para cezasının idari işlem olması nedeni ile bu cezadan kaynaklanan davanın da idari yargının görev alanında olduğu gerekçesiyle yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Dava konusu fatura dönemleri itibariyle yürürlükte olan mülga 6762 Sayılı TTK'nın 18'inci maddesinde kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek ve ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve müesseselerin dahi tacir sayılacakları belirtilmiş, aynı Yasa'nın l2/11'inci maddesinde su, gaz, elektrik dağıtım, telefon, radyo ile haberleşme ve yayın yapma gibi işlerle uğraşan müesseselerin ticarethane sayılacakları hükme bağlanmıştır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nın 16/1'inci maddesi uyarınca da ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar. Nitekim, davalının ana statüsünün 3/2' inci maddesinde de açıkça özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim şirket olduğu belirtilmiş olduğundan, mahkemenin, davalının kanunlar ve ilgili mevzuat çerçevesinde yetkisine dayalı olarak tek taraflı irade ile dava konusu ceza faturasını düzenlediği dolayısıyla uyuşmazlığın idari bir işlemden kaynaklandığı yönündeki gerekçesi yerinde değildir. Bu nedenle, mahkemece işin esasına girilerek neticesine göre bir karar vermek gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu idare mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi doğru olmadığından kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve davacı yararına takdir olunan 2.037,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/10/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.

  Avukat   -   Yargıtay Kararları
0 0
0 yanıt   -  

Avukatlara soru sormak için