0
Tacir sıfatını haiz borçlu, Türk Borçlar Kanununun 121 inci maddesinin ikinci fıkrasıyla 182 nci maddesinin üçüncü fıkrasında ve 525 inci maddesinde yazılı hâllerde, aşırı ücret veya ceza kararlaştırılmış olduğu iddiasıyla ücret veya sözleşme cezasının indirilmesini mahkemeden isteyemez.
Kural bu olsa da kararlaştırılan miktar yönüyle ahlaka, adaba ve kanunun emredici hükümlerine aykırı düşen cezai şarta yalnızca tacirin basiretli davranma yükümlülüğünü öne sürerek müdahale edilememesi de hukuka ve hakkaniyete aykırı düşecektir. Dolayısıyla TBK’nın 182/3‘üncü maddesinin vermiş olduğu yetkiyle birlikte hâkim, borçlunun tacir olması ile aralarındaki hukuki ilişkinin en az bir tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde kendiliğinden cezai şartın hakkaniyete uygun bir şekilde indirilmesine karar veremeyecek, ancak borçlu tacirin cezai şartın indirilmesi yönünde talebi olması ile birlikte cezai şartın ifası halinde tacir iktisaden sarsılacak, çöküntüye uğrayacaksa indirim isteyebilecektir.Taraflar arasında sözleşme ile kararlaştırılan cezai şartın tacirin mahvına sebep olacak olması halinde, mahkemeden cezai şartın indirilmesinin talep edilebileceği hususu, oldukça eski zamanlardan beri yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında da açıkça ifade edilmektedir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi son olarak 05.12.2017 tarihli kararında; tacir sıfatına sahip olan borçlu cezai şartın indirilmesini talep edemeyecek ise de taraflar arasında kararlaştırılan cezai şart tutarının tacirin ekonomik olarak sarsılmasına, başka bir deyişle mahvına sebep olacak olması halinde, tazmin ve ceza dengesi korunarak cezai şartın indirilmesinin istenilebileceğinin uygulamada kabul edildiğini belirtmiştir
Avukatlara soru sormak için,