Bu sitenin tüm hakları Andis Hukuk'a aittir.

Andis Hukuk & Danışmanlık İstanbul Ofisi (0212) 571 19 31
https://g.co/kgs/9FKrPBN
https://andishukuk.com/
Açılış Bilançosu, Yılsonu Finansal Tabloları, TTK. Madde 68-71:
0

Açılış Bilançosu, Yılsonu Finansal Tabloları, TTK. Madde 68-71:

Tacir, ticari faaliyetinin başında ve her faaliyet döneminin sonunda, varlık ve borçlarının tutarlarının ilişkisini gösteren finansal tabloyu (sırasıyla açılış bilançosunu ve yıllık bilançoyu) çıkarmak zorundadır. Açılış bilançosunda, yılsonu finansal tablolarının, yılsonu bilançosuna ilişkin hükümleri uygulanır. Tacir, gelir tablosunu hazırlar. Bilanço ile gelir tablosu, yılsonu finansal tablolarını oluşturur. 514 üncü madde ile Türkiye Muhasebe Standartlarının bu konudaki hükümleri saklıdır. Yılsonu finansal tablolar;
a) Türkiye Muhasebe Standartlarına uyularak düzenlenmeli,
b) Açık ve anlaşılır olmalı,
c) Düzenli bir işletme faaliyeti akışının gerekli kıldığı süre içinde çıkarılmalıdır.
Yılsonu finansal tabloları Türkçe ve Türk Lirası ile düzenlenir. Bu konudaki diğer kanunlarda yer alan istisnalar saklıdır. Finansal tablolar, tacir tarafından tarih atılarak imzalanır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/1327 E. , 2019/8307 K.
“…
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ12. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 08/12/2016 tarih ve 2015/682 E. - 2016/899 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine-kısmen kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nce verilen 21/12/2017 tarih ve 2017/333 E. - 2017/619 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 08.10.2019 günü hazır bulunan davacılar vekili Av....ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davalı şirketin 03/04/2015 tarihinde yapılan 2014 yılı olağan genel kurul toplantısının 2, 8 ve 10 no’lu gündem maddelerinde alınan kararların iptali gerektiğini, olağan genel kurul toplantısında görüşülecek 2 nolu gündem maddesinin yönetim kurulunca hazırlanan 2014 yılına ait yıllık faaliyet raporunun okunması ve müzakere edilmesi olarak belirlendiğini, ancak toplantıda pay sahiplerinin okuyup incelemesi için yeterli sürenin geçmiş olduğundan yeniden okunmamasına karar verildiğini, finansal tabloların müzakeresi ve 8 nolu madde de finansal tablolara bağlı gündem maddelerinin görüşülmesinin ertelenmesine rağmen yönetim kurulu üyeleri seçiminin yapılmasının yasaya aykırı olduğunu, yönetim kurulu üyelerine TTK’nın 395 ve 396. maddelerinde belirtilen izinlerin verilmesine ilişkin gündemin 10. maddesi uyarınca alınan kararların iptali gerektiğini, ertelenen gündem maddelerine ilişkin olarak 04/05/2015 tarihinde yapılan 2014 yılı olağan genel kurul toplantısının 4, 5, 6 ve 9 no’lu gündem maddelerinde alınan kararların da iptali gerektiğini, finansal tabloların okunmaması ve bunlarla ilgili hususların sağlıklı bir şekilde müzakere edilmemiş olması nedeniyle gündemin 4. maddesi, YK üyelerinin ibrasına ilişkin gündemin 5. maddesi, kazanç dağıtımına ilişkin gündemin 6.maddesi denetçi seçimine ilişkin gündemin 9.maddesinde alınan kararların da yasaya ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğundan iptali ve bir kısım kararların da butlanı gerektiğini ileri sürerek,tarihli toplantıda alınan 2, 8 ve 10 no’lu ve 04/05/2015 tarihli toplantıda alınan 4, 5, 6 ve 9 no’lu kararların iptalini ve bir kısım kararların butlanını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, genel kurul toplantısında alınan kararların yasa, ana sözleşme ve objektif iyiniyet kurallarına aykırı olmadığından iptali ya da butlanını gerektirir bir durum da bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, yönetim kurulu üyelerinin şirketle rekabet yasağının kaldırılması ve işlem yapmasına izin verilmesi, şahsi bir iş kabul edildiğinden, buna ilişkin karar da TTK m. 436/1 oydan yoksunluk gerektiren paylarla alındığından 03/04/2015 tarihli genel kurul toplantısında alınan 10 no’lu kararın iptali gerektiği, diğer 2 ve 8 no’lu kararlar ile 04/05/2015 tarhli genel kurul toplantısında alınan 4. 5. 6. ve 9 no’lu kararların iptalini gerektirir herhangi bir aykırılığın bulunmadığı gerekesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalı şirketin 03/04/2015 tarihli genel kurul toplantısında alınan 10 no’lu kararın iptaline karar verilmiştir.
Karara karşı, taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, 6102 sayılı TTK’nın 413/son maddesinde yönetim kurulu üyelerinin görevden alınmaları ve yenilerinin seçiminin yılsonu finansal tablolarının müzakeresi ile ilgili sayılacağı açıkça düzenlemiş olup, ertelenen toplantıda görüşülmesi gerekirken erteleme kapsamına alınmayarak görüşülmesinin kanuna aykırı olduğundan gündemin 8. maddesi ile ilgili alınan kararın iptali gerektiği, diğer kararlar yönüden taraflarca ileri sürülen istinaf istemlerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2015/682 E-2016/899 K. sayılı ve 08/12/2016 tarihli hükmünün HMK 353/b-2 gereği kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, 03/04/2015 tarihli genel kurul toplantısında alınan 2 nolu kararın iptali isteminin reddine, 8 ve 10 nolu kararların iptaline, 04/05/2015 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların iptali isteminin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, aşağıda belirtilen husus dışında, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre, davacılar vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, davalı şirketin 03.04.2015 ve ertelenen 04.05.2015 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda dava konusu 03.04.2015 tarihli genel kurul toplantısında alınan 10 nolu kararın iptaline ve bölge adliye mahkemesince de, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Dava konusu 03.04.2015 tarihli genel kurul toplantısının 10 nolu gündem maddesi ile davalı şirket yönetim kurulu üyelerine TTK’nın 395 ve 396. madde hükümlerinde belirtilen izin ve yetkilerin verilmesine, toplam 20.436.584.444 adet olumsuz oya karşılık, A.R.D Holding A.Ş. temsilcisinin 20.436.583.976 adet olumlu oyu, NDÇ Holding A.Ş. temsilcisinin 20.436.476.966 olumlu oyu olmak üzere toplam 40.873.060.942 olumlu oy ile oyçokluğuyla karar verildiği, TTK'nın 436/1 maddesi uyarınca işbu oylamada pay sahibi yönetim kurulu üyelerinden ..., ...,...ve...'a ait toplam 106.726 adet paydan doğan oy hakkının kullanılmadığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, yukarıda unvanları belirtilen anonim şirketlerin, pay sahibi bulundukları davalı anonim şirketin genel kurulunda, aynı zamanda kendilerinin hakim ortağı ve yöneticisi olan A.Raif Dinçkök ve...’yi de kapsayacak şekilde, davalı şirketin yönetim kurulu üyelerine, TTK’nın 395. ve 396. maddeleri çerçevesinde izin verilmesi oylamasında oydan yoksun olup olmadıklarına ilişkindir. Mahkemece, yukarda açıklanan gerekçe ile söz konusu anonim şirketlerin yapılan genel kurul toplantısında, anılan konulardaki kararlar bakımından oydan yoksun oldukları görüşüyle sonuca varılmıştır. Ancak, 6102 sayılı TTK’nın ''Oydan Yoksunluk'' başlıklı 436. maddesinde ''Pay sahibi kendisi, eşi, alt ve üstsoyu veya bunların ortağı oldukları şahıs şirketleri ya da hâkimiyetleri altındaki sermaye şirketleri ile şirket arasındaki kişisel nitelikte bir işe veya işleme veya herhangi bir yargı kurumu ya da hakemdeki davaya ilişkin olan müzakerelerde oy kullanamaz. Şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz. '' hükmü yer almaktadır. Görüşülüp karara bağlanan gündem maddesinde, mahkemece oydan yoksun oldukları değerlendirilen anonim şirketlerin ne kendileri ile davalı şirket arasında, ne de yine bu anonim şirketlerin ortağı olduğu şahıs şirketi ile hakimiyetleri altındaki şirketler arasında kişisel nitelikte bir iş görüşülüp karara bağlanmış değildir. TTK’da oydan yoksunluk haline ilişkin mevcut düzenleme, anonim şirketin pay sahiplerinin oy hakkına ve bunun doğumuna ilişkin 434. ve 435. maddeleri gözetildiğinde istisnai nitelikte olup istisna hükümlerinin yorum yoluyla kapsamının genişletilmesi kaçınılması gereken bir yöntemdir.
Bu nedenlerle, TTK'nın 436. maddesinde hükme bağlanan oydan yoksunluk halinin uyuşmazlık konusu 10 nolu karar yönünden oluşmadığı nazara alınmaksızın yanılgılı değerlendirmeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 19/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”

  Avukat   -   Makaleler
0 0
0 yanıt   -  

Avukatlara soru sormak için