Bu sitenin tüm hakları Andis Hukuk'a aittir.

Andis Hukuk & Danışmanlık İstanbul Ofisi (0212) 571 19 31
https://g.co/kgs/9FKrPBN
https://andishukuk.com/
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 1989/9 E. , 1989/37 K.
0

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 1989/9 E. , 1989/37 K.

Vergi Dava Daireleri Kurulu 1989/9 E. , 1989/37 K.
"İçtihat Metni"
Daire : VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Karar Yılı : 1989
Karar No : 37
Esas Yılı : 1989
Esas No : 9
Karar Tarihi : 28/04/989

HAYAT STANDARDINA İLİŞKİN GÖSTERGELERİN YÜKSELTİLMESİNE İLİŞKİN BAKANLAR KURULU KARARI, GÖTÜRÜ USULDE VE VERGİYE TABİ OLANLARIN MENFAATİNİ ETKİLEMEYECEĞİNDEN, DAVA TAKİPÇİSİ OLAN YÜKÜMLÜ TARAFINDAN AÇILAN DAVANIN İNCELENMESİNE OLANAK BULUNMADIĞI HK.

Uyuşmazlık; Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 116.maddesinde öngörülen Hayat Standardı Esasına İlişkin göstergelerin, 3405 sayılı Yasanın 2. maddesinde yazılı yetkiye dayanılarak artırılması hakkında Bakanlar Kurulu kararının iptali ile götürü usulde vergilendirilmesine karar verilmesi isteminden ibarettir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2.maddesinde iptal davalarının; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihalal edilenler tarafından açılması öngörülmüştür.
Davacının dilekçesine ekleyerek sunduğu serbest meslek defterlerinin Noterliğin açılış sayfası örneğinden, dava takipçiliği yaptığı anlaşılmaktadır.
Dava takipçiliği, 1136 sayılı Avukatlık Kanununun Geçici 17.maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin ilk fıkrasına göre yargı mercileri, Cumhuriyet Savcılıkları, icra memurlukları nezdinde başkatiplik, zabıt katipliği, zabıt katibi muavinliği yahut icra memurluğu veya yardımcılığı görevlerinden birini en az on yıl süre ile yapmış olan kimseler belli koşullarla en az üç avukat veya dava vekili olmayan bir yerde o yerin bağlı olduğu baroca tutulan liseteye yazılmak şartıyla münhasıran o yerin hukuk mahkemeleri ile icra ve iflas dairelerinde dava ve iş takib edebilmektedir. Bu madde uyarınca faaliyet gösterenlerin durumu, aynı Yasanın Geçici 13.maddesine göre çalışan ve 3499 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte dava vekaleti ruhsatnamesine sahip olanlardan tamamen farklıdır.
Serbest meslek kazancının götürü usulde vergilendirilme koşullarını düzenleyen Gelir Vergisi Kanununun 69.maddesinin ilk fıkrasında, yasa yapıcının belirttiği kimi meslek sahipleri ve gerçek kazançlarının tesbitinde zorluk bulunmasından dolayı Maliye ve Gümrük Bakanlığınca tayin edilecek olan ve ifası yüksek öğrenim gerektirmeyen benzeri meslek erbabının safi kazançlarının götürü usulde saptanması kabul edilmiştir.
Maddenin ikinci fıkrasında ise durumları, ilk fıkra hükmüne uygun olsa dahi borsa aJan ve ajentaları, gümrük komisyoncuları, dava vekilleri, müşavirler, diş protezcileri, kurumlar ve tüccarlarla serbest meslek erbabının ticari ve mesleki işlerini takip eden muakkip ve konser veren müzik sanatçılarının götürü usulde vergilendirilmeyeceği kurala bağlanmıştır. İkinci fıkra hükmünde götürü usulde vergilendirilmeyecekleri kabul edilenler arasında sadece dava vekiline yer verilmiş, dava ve iş takipçilerinden söz edilmemiş, ilk fıkraya göre götürü usulde vergilendirilmeleri uygun görülenleri belirleyen Genel tebliğlerde de dava ve iş takipçileri anılmamıştır.
Maliye ve Gümrük Bakanlığının, davacının 5.1.1987 günlü başvurusu üzerine, 18.4.1987 gününde 28579 sayılı yazısı ile kurduğu ve dava konusu yapılmamış işleminde de Gelir Vergisi Kanununun 69.maddesinin ilk iki fıkrası karşısında ruhsatnameli davavekillerinin gerçek usulde, ruhsatsız olanların götürü usulde vergilendirilmeleri gerektiğine değinilmek suretiyle idarenin bu konudaki görüşü belirlenmiş olmaktadır.
Dava konusu yapılan Bakanlar Kurulu Kararıyla gerçek usulde gelir vergisine tabi olan serbest meslek erbabının beyan etmesi gereken en az matraha esas göstergeler artırıldığı ve 1987 yılı gelirlerine uygulanması gereken göstergeler sadece, gerçek usulde vergiye tabi serbest meslek erbabının menfaatini etkiler nitelik taşıdığı ve yukarıda açıklanan hukuksal nedenlerle götürü usulde vergilendirilmesi gereken davacının menfaatini etkileyici görülmediğinden, Bakanlar Kurulu Kararının iptali istemiyle açılan davada, 2577 sayılı Yasanın iptal davasının ön koşulu olarak aradığı menfaat ihlali koşulu gerçekleşmemiştir.
Bu nedenlerle davanın incelenmeksizin reddine karar verildi.

  Avukat   -   Danıştay Kararları
0 0
0 yanıt   -  

Avukatlara soru sormak için