Bu sitenin tüm hakları Andis Hukuk'a aittir.

Andis Hukuk & Danışmanlık İstanbul Ofisi (0212) 571 19 31
https://g.co/kgs/9FKrPBN
https://andishukuk.com/
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 1998/34 E. , 1999/138 K.
0

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 1998/34 E. , 1999/138 K.

Vergi Dava Daireleri Kurulu 1998/34 E. , 1999/138 K.
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 1998/34
Karar No: 1999/138

Temyiz Eden: ... Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf: ...

İstemin Özeti: Avukatlık yapan ve postayla gönderdiği 1993 yılına ilişkin beyannamesinde zarar beyan eden yükümlünün beyanı üzerinden tahakkuk yapıldıktan sonra beyannamesinin incelenmesi sırasında hayat standardı esası yönünden noksan beyanda bulunduğu görülerek ve düzeltme fişine dayanılarak adına kusur cezalı gelir vergisi ve geçici vergi salınmıştır.
Davacı, aynı evde ikamet eden, 18 yaşından büyük iki çocuğunun ücret gelirlerinin temel gösterge yönünden izah sebebi sayılması gerektiğini ileri sürerek dava açmıştır.
Davayı inceleyen ... Vergi Mahkemesi, ... günlü, E: ..., K: ... sayılı kararıyla; davacının oğlu ve kızının kendisi ile birlikte oturduğu ve ücret gelirleri olduğunun, ücret bordroları ve ikametgah ilmuhaberlerinden anlaşıldığı ve çocuklarına ait ücret gelirlerinin temel gösterge tutarı yönünden izah nedeni olarak dikkate alınmasının hakkaniyete uygun olacağı gerekçesiyle vergi ve cezanın kaldırılmasına karar vermiştir.
Vergi dairesi müdürlüğünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi, 16.9.1996 günlü, E:1995/3210, K:1996/3200 sayılı kararıyla; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 3239 sayılı Kanunla değişik 93 üncü maddesinde "Çocuk" tabirinin, mükellefle birlikte oturan veya mükellef tarafından bakılan 18 yaşını doldurmamış evlatları ifade ettiği, 18 yaşını doldurmuş çocuklara ait ücret gelirinin aynı evde beraber yaşamaları nedeniyle hayat standardı temel gösterge tutarında izah nedeni olarak kabulünün mümkün olmadığı gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan ... Vergi Mahkemesi, ... günlü, E: ..., K: ... sayılı kararında aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile ilk kararında ısrar etmiştir.
Israr kararı vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edilmiş, davacının izah sebebi olarak gösterdiği çocuklarına ait gelirin, Gelir Vergisi Kanununun 93 üncü maddesinde belirtilen nitelikte bir gelir olmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi ...'in Düşüncesi: Gelir Vergisi Kanununun 93 üncü maddesinde aile reisi beyanı düzenlenmiş ve aile reisinin hangi gelirleri beyan edeceği ve vergilendirmenin ne şekilde yapılacağı belirtilmiş ve çocuk tabirine açıklık getirilerek mükellefle birlikte oturan veya mükellef tarafından bakılan 18 yaşını doldurmamış evlatları ifade ettiği açıklanmıştır.
Davacının aile reisi beyanında gelirini beyan edemediği 18 yaşını aşmış ve ücret geliri olan çocuklarının, gelirini kendisinin vergilendirilmesine esas alınan hayat standardı temel göstergesinin izahında kullanması mümkün olmadığından temyize konu ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı ...'nın Düşüncesi: Olayda, serbest meslek faaliyeti nedeniyle zarar beyan eden davacı adına hayat standardı esasına göre ve emekli maaşı dikkate alınarak 1993 yılı için yapılan cezalı tarhiyatın, davacının 18 yaşını doldurmakla beraber birlikte yaşadığı çocuklarının gelirlerinin izah nedeni gelir olarak kabul edilmesi gerektiğinden bahisle kaldırılması yolundaki kararda, Danıştay bozma kararına uyulmayarak ısrar edilmesine ilişkin Vergi Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.
Danıştay Dördüncü Dairesinin yukarıda sözü edilen 16.9.1996 günlü ve E:1995/3210, K:1996/3200 sayılı bozma kararında yer alan düşüncemizde yazılı nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesince verilen ısrar kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Avukatlık yapan ve 1993 yılına ilişkin gelir vergisi beyannamesinde zarar beyan eden davacının; hayat standardı temel göstergesi düzeyinde gelir elde edemeyişini 18 yaşını aşmış birlikte oturduğu çocuğunun ücret geliriyle izah edebileceği gerekçesiyle verilen tarhiyatın kaldırılması yolundaki ısrar kararı temyiz edilmiştir.
Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 116 ncı maddesinde serbest meslek kazancı elde edenlerin, zarar dahi beyan etseler hayat standardı temel göstergeleri düzeyinde gelir beyan etmeleri gerektiği kabul edilmiş, aynı Yasanın geçici 35 inci maddesinin 7 nci fıkrasında ise mükelleflerin, kendilerine, eşlerine ait emekli, maluliyet, dul ve yetim aylığı bulunduğunu belgelendirdikleri takdirde, bu gelirlerin hayat standardı esasına göre kazancın tespitinde izah nedeni gelir olarak kabul edileceği kurala bağlanmıştır.
Yasanın 93 üncü maddesinde düzenlenen aile reisi beyanında, tam mükellefiyette, eşlerin ve velayet altındaki çocukların yıllık beyanname ile beyan edilmesi gereken gelirlerinin aile reisi tarafından verilen tek beyannameye dahil edilmesi öngörülmüştür. Maddenin 3239 sayılı Yasanın 64 üncü maddesiyle değişen fıkrasında çocuk tabirinin, mükelleflerle birlikte oturan veya mükellef tarafından bakılan 18 yaşını doldurmamış evlatları ifade edeceği açıklanmıştır. Mükellef ile birlikte oturan ve 18 yaşını aşmış, ücret geliri olan iki çocuğun, bu maddede belirtilen çocuk kavramı dışında kaldığı açıktır.
Çocuklarına ait ücret gelirinin, davacının kendi mesleki kazancına ait hayat standardı temel göstergesinin izahında kullanılmasına olanak bulunmadığından, mahkemece aksi yolda verilen kararda yasal isabet görülmemiştir.
Bu nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, ... Vergi Mahkemesinin, ... günlü, E: ..., K: ... sayılı kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama giderleri yönünden hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 26.2.1999 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X - K A R Ş I O Y
Türk Vergi Sistemine, ilk kez, Gelir Vergisi Kanununa 1.1.1983 gününde yürürlüğe giren 2772 sayılı Kanunla eklenen mükerrer 116 ncı madde ile getirilen hayat standardı esası, günün ekonomik koşullarında, mükelleflerin mesleki faaliyetleri ile kendilerinin ve aile fertlerinin yaşamlarını sürdürebilmelerinin, belli bir gelire sahip olmalarıyla mümkün bulunduğu gerçeğinden hareketle öngörülen bir vergi güvenlik sistemidir. Gelirin gerçekliği ilkesine ters düşen ve mükelleflerin gerçek yaşam düzeylerine tıpa tıp uymayan bu müessesenin kişiselleştirilmesi için, Kanun koyucu tarafından kimi önlemler alınmıştır. Bu önlemlerin biri de, mükelleflerin yaşam düzeylerini beyannamede gösterilen gelirlerin dışındaki gelirleriyle izah edebilmelerine olanak sağlanmış olmasıdır.
Gelir vergisi Kanununa 3689 sayılı Kanunla eklenen geçici 35 inci maddeye 3946 sayılı Kanunla eklenen fıkra ile sağlanan bu olanağın kullanılmasında yararlanılacak gelirlerin, mükelleflerin kendilerine, eşine ve çocuklarına ait olması ve üzerlerinden gelir vergisi ödenmiş bulunması koşulu aranmıştır. Fıkrada geçen çocuk tabirinin, mükelleflerin velayeti altında bulunan ve gelirleri aile reisi olarak mükellef tarafından beyan olunan çocukları ifade ettiği, Gelir Vergisi Kanununun sistematiğinden anlaşılmaktadır. Bu bakımdan, Genel Kurul kararında bu yolda yer alan yorum yerindedir.
Ancak, fıkrada, izahatta kullanılacak gelirin vergisi ödenmiş olması koşulu vergiye tabi gelirler içindir. Amaç, esasen beyandışı bırakılan gelirlere karine yöntemi ile yaklaşılmayı hedefleyen müessesenin, kendisinin de beyandışı bırakılan gelirlerle uygulanamaz hale getirilmesinin önlenmesidir. Bu bakımdan, izahatın vergiden istisna edilen veya muaf bulunan, yani vergi kapsamı dışında olan gelirlerle yapılmasına herhangi bir yasal engel bulunmadığı gibi bu yolla yapılan izahatın geçerli sayılması, müessesenin getiriliş amacına da uygundur.
Öte yandan; Türk Medeni Kanununda, reşit çocukların muhtaç ebeveynlere yardımla yükümlü olduklarına dair hükümler vardır. Bu amaçla yapılan yardımlar, gelir vergisine tabi değildir. Dolayısıyla, mükellefe reşit çocuklarınca yapılacak yardımların, mükellefin vergiye tabi olmayan gelirleri olarak izahatta kullanılması yukarıda yapılan açıklamalara uygundur.
Olayda da, davacının, gelirleri hayat standardı esasına göre bulunan matrah farkını karşılamaya yeterli çocukları ile birlikte oturduğu tartışması bulunduğundan; izahatın yeterli görülmesi gerekirken, aksi yolda işlem yapılmasında isabet yoktur.
Bu nedenle, temyiz isteminin reddi gerekeceği oyu ile karara katılmıyoruz.

  Avukat   -   Danıştay Kararları
0 0
0 yanıt   -  

Avukatlara soru sormak için