Bu sitenin tüm hakları Andis Hukuk'a aittir.

Andis Hukuk & Danışmanlık İstanbul Ofisi (0212) 571 19 31
https://g.co/kgs/9FKrPBN
https://andishukuk.com/
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 1999/150 E. , 1999/503 K.
0

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 1999/150 E. , 1999/503 K.

Vergi Dava Daireleri Kurulu 1999/150 E. , 1999/503 K.
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 1999/150
Karar No: 1999/503

Temyiz Eden: ...
Karşı Taraf: ... Vergi Dairesi Müdürlüğü

İstemin Özeti: 1993 yılında beyan ettiği gayrisafi kazanç, ortalama kar haddi esasına göre beyanı gereken kazançtan düşük bulunan yükümlü adına ikmalen gelir vergisi salınmıştır.
Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen ... Vergi Mahkemesi, ... günlü, E: ..., K: ... sayılı kararıyla; bilirkişi seçimi ve avans yatırılması istemine ilişkin yazının davacının dava dilekçesinde gösterdiği adresine tebliğ edilememesi nedeniyle 29.5.1995 tarihinde dosyayı işlemden kaldırmış, bir yıl içinde yeni adres bildirilmek suretiyle dosyanın işleme konulması istenmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir.
Yükümlünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi, 12.10.1998 günlü, E:1997/4144, K:1998/3562 sayılı kararıyla; tebligatın yapılamadığından söz edebilmek için sadece muhatabın adresine gidilmesi ve orada bulunmadığının tespitinin yeterli olmadığı, kendisine tebliğ yapılacak kişinin adreste bulunmaması durumunda yapılacak işlemleri düzenleyen Tebligat Kanununun 35 inci maddesindeki işlemlerin yerine getirilmesi gerektiği, muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğin yapıldığının kabulü için bu maddede öngörülen kuralların yerine getirilmesini, tebliğin yapılamadığını ifade edebilmek için de aramanın zorunlu olduğu, bu durumda dosyanın işlemden kaldırılmasına neden olan tebliğ, usulüne uygun yapılmadığından davanın açılmamış sayılması yolundaki kararda isabet görülmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan ... Vergi Mahkemesi, ... günlü, E: ..., K: ... sayılı kararıyla; görülmekte olan bir dava nedeniyle tebliğe çıkarılan evrakın muhatabın adresini değiştirmesi, yeni adresinin de tespit edilememesi nedeniyle tebliğ memurunca merciine iadesi halinde davacının gösterdiği adrese tebligat yapılamaması karşısında dava dosyasının işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği, Tebligat Kanununun 35 inci maddesine göre eski adresin kapısına talik suretiyle tebliğ yapılmış sayılması halinde ise dosyanın işlemden kaldırılma olanağı ortadan kalkacağından dosya tekemmül etmiş, bilirkişi incelemesi için avans isteme, defter ve belgelerin istenmesi gibi ara kararları tebliğ edilmiş sayılarak gereği yerine getirilmediği gerekçesiyle karar verilmesi sonucunun doğacağı, kanun koyucunun söz konusu sakıncaları önlemek amacıyla işlemden kaldırma suretiyle davanın 1 yıl süreyle askıya alınarak davacının, kendisinin ya da idarenin davayı takibi suretiyle tebligattan haberdar olması ve gereğini yapabilmesi için 2577 sayılı Yasanın 26 ncı maddesinin 3 üncü fıkrasını getirdiği gerekçesiyle ilk kararında direnmiştir.
Direnme kararını temyiz eden yükümlü tebligatın yapılamamış sayılması için uygulanan işlemlerin yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi ...'ın Düşüncesi: Israr kararının Danıştay Dördüncü Dairesinin 1998/3562 sayılı bozma kararında yer alan esaslar doğrultusunda bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı ...'ın Düşüncesi: Yükümlü Kurumun temyiz isteğinin kabulü ile dosya içinde mevcut düşünce uyarınca ısrar kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Ortalama kar haddi esasına göre 1993 yılı için davacı adına ikmalen salınan gelir vergisine karşı açılan davanın, 2577 sayılı Yasanın 26 ncı maddesinin 3 üncü fıkrası uyarınca açılmamış sayılması yolundaki ısrar kararı temyiz edilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 26 ncı maddesinin 3 üncü fıkrasında; davacının gösterdiği adrese tebligat yapılamaması halinde, yeni adresin bildirilmesine kadar dava dosyasının işlemden kaldırılacağı ve varsa yürütmenin durdurulması kararının kendiliğinden hükümsüz kalacağı, dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir yıl içinde yeni adres bildirilmek suretiyle yeniden işleme konulması istenmediği takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği belirtilmiştir.
Bu kural, dava dilekçesinde gösterilen adreste henüz herhangi bir tebligat yapılmayan durumlarda uygulanabilir.
2577 sayılı Yasanın 60 ıncı maddesinde; Danıştay ile bölge idare, idare ve vergi mahkemelerine ait her türlü tebliğ işlerinin Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılacağı kurala bağlanmıştır. Bu kural uyarınca uygulanması gereken 7201 sayılı Tebligat Kanununun 35 inci maddesinde; kendisine veya adresine, kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimsenin, adresini değiştirmesi halinde yeni adresini, tebliğ yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecbur olduğu, yeni adres bildirilmediği ve tebliğ memurunca da tespit edilemediği takdirde tebliğ olunacak evrakın bir nüshasının eski adrese ait binanın kapısına ve diğer nüshasının da tebliği yaptıran kazai merciin divanhanesine asılması, evrakın eski adresin kapısına asıldığı tarihin tebliğ tarihi sayılması kabul edilmiştir.
Davacıya tebliğ edilemeyen evrakın; dosyanın tekemmülünden sonra resen seçilen bilirkişi için bilirkişi ücretinin avans olarak yatırılması istenen yazı olduğu, birinci ve ikinci cevap dilekçelerinin ise 6.8.1994 ve 12.9.1994 tarihlerinde davacının dava dilekçesinde gösterdiği adreste tebliğ edildiği dosyanın incelenmesinden anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinde gösterdiği adreste kendisine evvelce tebligat yapıldığı tartışmasız olan davacının, eski adresini değiştirdiği ve tebligata elverişli yeni adresini bildirmediği veya böyle bir adresin saptanamadığı durumlarda tebligatın, Tebligat Kanununun 35 inci maddesine göre yapılması zorunludur.
Bu kurallara uyulmaksızın yürütülen işlemler sonucunda dosyanın işlemden kaldırılması ve bir yıl içinde yeni adresin bildirilmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılması yolundaki ısrar kararında hukuka uygunluk bulunmamıştır.
Bu nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile ... Vergi Mahkemesinin ... günlü, E: ..., K: ... sayılı ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama giderleri yönünden hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 26.11.1999 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X - K A R Ş I O Y
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 1 inci maddesinde; idari yargıda yazılı yargılama usulünün uygulanacağı ve incelemenin evrak üzerinde olacağı kuralına yer verildikten sonra 3.maddesinde dava dilekçesinde tarafların ad ve açık adreslerinin gösterilmesi zorunluluğu getirilmiş, belirtilen zorunluluğa uyulmaması halinde dilekçenin reddedileceği, aynı hata tekrarlanırsa davanın reddedileceği ise yine aynı Kanunun yine aynı Kanunun 14 ve 15 inci maddesiyle hükme bağlanmıştır. Belirtilen düzenlemelerle kanun koyucunun idari yargıda ilgililerin tebligata yarar adres bildirmeleri gereğine özel önem verdiği; gösterdiği adrese tebligat yapılamaması halini davayı takip iradesi ile eşdeğer kabul ettiği ve bu düşünce parelelinde davacının gösterdiği adrese tebligat yapılamaması halini aynı Kanunun 26 ncı maddesinde yer alan hükümle belirlediği görülmektedir.
Nitekim 2577 sayılı Yasanın 26 ncı maddesinin 3 numaralı bendinde "davacının gösterdiği adrese tebligat yapılmaması halinde yeni adresini bildirmesine kadar dava dosyası işlemden kaldırılır. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir yıl içinde yeni adres bildirmek suretiyle yeniden işleme konulması istenilmediği takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilir" denilmektedir.
Belirtilen düzenlemelerle, Tebligat Kanununun 35 inci maddesinde ifade edilen kuralın birlikte ne şekilde uygulanabileceği hususuna gelince;
İdari yargılama sürecinde hakimin yürürlükteki hukuk kurallarını uygularken; bunlardan hangisine öncelik vereceğini belirlemede hukukun genel prensiplerini gözönüne alacağı özel düzenlemelerin her zaman genel hükümlerin önüne geçeceği kuşkusuzdur.
Bu düşünceden hareketle; Tebligat Kanununun genel nitelikteki 35 inci maddesi hükmü yanında; 2577 sayılı İdare Yargılama Usulü Kanununda özel olarak getirilmiş 26 ncı maddenin 3 üncü bendi hükmünün öncelik kazanması gerekir.
Aksi halde muhatabın bildirdiği adreste bulunamaması veya terk etmesi hallerinde talik suretiyle tebliğ yapılacağı kabul edilirse davacının gösterdiği adrese tebligat yapılamaması halinden söz edilemeyeceğinden 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 26 ncı maddesinin 3 numaralı bendi kuralı uygulama olanağı bulamayacaktır. Başka bir deyişle sözü edilen hüküm yargı kararıyla uygulanmaz duruma düşürülmüş olacaktır.
Sonuç olarak uyuşmazlık konusu olayda, dava dilekçesinde yazılı adrese çıkartılan evrakın davacının adresini terk etmesi veya yeni adresinin tespit edilmemesi nedeniyle iade edildiği takdirde idari yargı merciince İdari Yargılama Usulü Kanununun 26 ncı maddesinin 3 nolu bendi hükmü uygulanmış olup, davacının temyiz dilekçesinde değişik bir adres bildirmesine rağmen ilk adresini terk etmediğini iddia etmemesi karşısında mahkemece verilen kararda hukuka aykırılık bulunmadığından temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği düşüncesiyle karara katılmıyoruz.

  Avukat   -   Danıştay Kararları
0 0
0 yanıt   -  

Avukatlara soru sormak için