Bu sitenin tüm hakları Andis Hukuk'a aittir.

Andis Hukuk & Danışmanlık İstanbul Ofisi (0212) 571 19 31
https://g.co/kgs/9FKrPBN
https://andishukuk.com/
Haksız Rekabet’te Hukuki Sorumluluk, TTK. Madde 56:
0

Haksız Rekabet’te Hukuki Sorumluluk, TTK. Madde 56:

Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. Davacı lehine ve (d) bendi hükmünce tazminat olarak hâkim, haksız rekabet sonucunda davalının elde etmesi mümkün görülen menfaatin karşılığına da karar verebilir.
Ekonomik çıkarları zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek müşteriler de birinci fıkradaki davaları açabilirler, ancak araçların ve malların imhasını isteyemezler. Ticaret ve sanayi odaları, esnaf odaları, borsalar ve tüzüklerine göre üyelerinin ekonomik menfaatlerini korumaya yetkili bulunan diğer meslekî ve ekonomik birlikler ile tüzüklerine göre tüketicilerin ekonomik menfaatlerini koruyan sivil toplum kuruluşlarıyla kamusal nitelikteki kurumlar da birinci fıkranın (a), (b) ve (c) bentlerinde yazılı davaları açabilirler. Bir kimse aleyhine birinci fıkranın (b) ve (c) bentleri gereğince verilmiş olan hüküm, haksız rekabete konu malları, doğrudan veya dolaylı bir şekilde ondan ticari amaçla elde etmiş olan kişiler hakkında da icra olunur.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/7395 E. , 2017/1254 K.
“…
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 07/10/2015 tarih ve 2013/1653-2015/481 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 28.02.2017 günü hazır bulunan davacılardan ... Nak. İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti. vekili Av. ... ile davalı vekilleri Av.... ve Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinin D1 yetki belgesi ile ...-... hattında otobüsle şehirlerarası tarifeli yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunduklarını, davalı şirketin A1 yetki belgesi olduğunu ancak yetki dışına çıkarak D1 yetki belgesine sahip olan müvekkili şirketlerin faaliyet alanında yönetmeliklere aykırı olarak taşımacılık yaptığını ileri sürerek, müvekkili şirketlerinin uğradığı maddi zararın değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere 1.000 TL maddi tazminatın 03.10.2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 199.459,54 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı şirket temsilcisi ve vekili, A1 yetki belgesi ile yapılan taşımalarda yolculuğun başlangıç veya bitiş yerinin yetki belgesi sahibinin adresinin bulunduğu il olmasının şart olduğunu, ... İlinden ... İline yolcu taşımalarında bir sakınca bulunmadığını, gittikleri ilde yolcu nerede ise oradan aldıklarını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacıların D1 yetki belgesi sahip yegane firma olarak ...-... hattında otobüsle şehirlerarası tarifeli yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulundukları, davalı şirketin ise A1 yetki belgesi sahibi olduğu, yetki dışına çıkarak D1 yetki belgesine sahip olan davacı şirketlerin faaliyet alanlarında yönetmeliklere aykırı olarak ticari faaliyet yürüterek haksız ticari kazanç elde ettiği ve davacı firmaları zarara uğrattığı gerekçesi ile davanın kabulü ile, 199.459,54 TL alacağın 05.12.2013 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, haksız rekabetten kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 56. maddesine göre, haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; (d) bendi gereğince kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini, (e) bendi gereğince Türk Borçlar Kanunu'nun 58. maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebilir. Davacı lehine ve (d) bendi hükmünce tazminat olarak hâkim, haksız rekabet sonucunda davalının elde etmesi mümkün görülen menfaatin karşılığına da karar verebilir.
Somut uyuşmazlıkta mahkemece bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; davalı vekili taşıma hizmeti verilen güzergahta sadece tarafların değil, başkaca firmaların da hizmet verdiğini, dolayısıyla müvekkili tarafından taşıma hizmeti verilmemiş olsaydı dahi tüm taşıma işinin davacı tarafından yapılacağı varsayımı ile bir hesaplama yapılmasının doğru olmadığını savunarak bilirkişi raporuna itirazlarını sunmuştur. Bu itibarla, mahkemece davacı vekilinin maddi tazminat talebinin 6102 sayılı Kanun'un 56/(d)-(e) bentleri kapsamında değerlendirilmesi, davalı vekilinin rapora yönelik itirazlarının karşılanması için ek rapor alınması, zarar miktarının bu şekilde tespit edilmesi, zarar miktarının tam olarak tespit edilememesi halinde ise 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 50. maddesi gereğince hakkaniyete uygun bir tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulü doğru olmamış, hükmün temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı lehine BOZULMASINA, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 02.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”

  Avukat   -   Makaleler
0 0
0 yanıt   -  

Avukatlara soru sormak için