Bu sitenin tüm hakları Andis Hukuk'a aittir.

Andis Hukuk & Danışmanlık İstanbul Ofisi (0212) 571 19 31
https://g.co/kgs/9FKrPBN
https://andishukuk.com/
Miras Hukuku, Ölüme Bağlı Tasarruf, Miras Sözleşmesi, Vasiyetname, Atanmış Mirasçı, Kanuni Mirasçı, Muayyen Mal Tayini, Vasiyet, Vasiyet Alacaklısı, Medeni Kanun Madde 516, 517:
0

Miras Hukuku, Ölüme Bağlı Tasarruf, Miras Sözleşmesi, Vasiyetname, Atanmış Mirasçı, Kanuni Mirasçı, Muayyen Mal Tayini, Vasiyet, Vasiyet Alacaklısı, Medeni Kanun Madde 516, 517:

Miras Hukuku, Ölüme Bağlı Tasarruf, Miras Sözleşmesi, Vasiyetname, Atanmış Mirasçı, Kanuni Mirasçı, Muayyen Mal Tayini, Vasiyet, Vasiyet Alacaklısı, Medeni Kanun Madde 516, 517:
Miras hukukunda mirasbırakan vasiyetname veya miras sözleşmesi ile malının tamamının veya bir kısmını zümre sistemi içerisinde olmayan ve dolaysıyla kanuni mirasçı sıfatını taşımayan bir veya birden fazla kişiye verilmesini isteyebilir. Miras hukukunda bu işlem mirasçı ataması denilir.
Medeni kanun’un “Mirasçı atama” kenar başlıklı 516. Maddesi şöyledir:
“Mirasbırakan, mirasının tamamı veya belli bir oranı için bir veya birden çok kişiyi mirasçı atayabilir.
Bir kişinin, mirasın tamamını veya belli bir oranını almasını içeren her tasarruf, mirasçı atanması sayılır.”
Kanun koyucunun iradesinden de anlaşılacağı üzere mirasbırakan kanuni mirasçısı olmayan gerçek ve tüzel kişiler arasından kendine mirasçı ataması yapabilir. Zaten terekenin sahipsiz kalamayacağı ilkesi gereğince son tahlilde devlet’te mirasbırakanın mirasçısı olabilmektedir.
Kanunda kanuni mirasçılık ve iradi mirasçılık olmak üzere iki tür mirasçılık şekli bulunmaktadır. Kanuni mirasçılık, mirasbırakanın zümre sistemi içerisinde yer alan ve dolaysıyla kanun gereği mirasçı olan kişilerdir. İradi mirasçılık ise, mirasbırakanın irade ve arzusuna bağlı olarak tanzim edilen vasiyetname veya olumlu miras sözleşmesi tayin edilen kişilerdir.
İradi veya atanmış mirasçılar da aynen kanuni mirasçılar gibi mirasbırakanın ölümüyle birlikte doğrudan hak sahibi olup, mirasbırakanın ölümüyle doğrudan iktisap gerçekleşmektedir. Atanmış mirasçılarda kanuni mirasçılar gibi mirasbırakanın külli hakefi olup mirasbırakanın borçlarında şahsen ve müteselsilen sorumludurlar. Mirasbırakanın alacaklısı doğrudan bir mirasçıya talebini yöneltip, alacağının tamamını bir iradi mirasçıdan talep edebilir. Bu iradi temsilcinin müteselsil sorumluluk çerçevesinde varsa diğer iradi mirasçılara ve kanuni mirasçılara rücü etme hakları bulunmaktadır.
Mirasbırakan, zümre sistemi içerisinde bulunan kanuni mirasçısını vasiyetname veya miras sözleşmesi ile iradi mirasçı atayabilir. Mirasbırakan burada diğer kanuni mirasçıların saklı payları muhafaza ederek geri kalan kısmını kanuni mirasçılar arasından atadığı mirasçıya bırakabilir.
Bura da vasiyetname ile vasiyet kavramlarını yerli yerinde kullanmaya özen göstermemiz gerekir. Vasiyetname ölüme bağlı tasarrufun şekli anlamda düzenleniş biçimi iken vasiyet ölüme bağlı tasarrufun maddi anlamdaki ismi olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolaysıyla mirasbırakanın son arzu olarakta bilinen vasiyet, vasiyetname ile olabileceği gibi olumlu miras sözleşmesi ile de yapılabilmektedir. Kanun koyucu, mirasbırakanın terekesinden vasiyet konusu yapabileceği malları şu şekilde formülize etmiştir.
Medeni kanun’un “Belirli mal bırakma, Konusu” kenar başlıklı 517. maddesi şöyledir:
“Mirasbırakan, bir kimseye onu mirasçı atamaksızın belirli bir mal bırakma yoluyla kazandırmada bulunabilir.
Belirli mal bırakma, ölüme bağlı tasarrufla bir kimseye terekedeki bir malın mülkiyetinin veya terekenin tamamı ya da bir kısmı üzerinde intifa hakkının kazandırılmasına yönelik olabileceği gibi; bir kimse lehine tereke değeri üzerinden bir edimin yerine getirilmesinin, bir iradın bağlanmasının veya bir kimsenin bir borçtan kurtarılmasının, mirasçılar veya belirli mal bırakılanlara yükletilmesi suretiyle de olabilir.
Bırakılan belirli mal terekede bulunmadığı takdirde, tasarruftan aksi anlaşılmadıkça, ölüme bağlı tasarrufu yerine getirmekle yükümlü olanlar borçtan kurtulurlar.”
Kanun koyucu mirasbırakanın vasiyetname veya miras sözleşmesi ile üçüncü bir kişiye muayen bir malın verilmesini arzu edebilir. Böyle bir ölüme bağlı tasarruf neticesinde mirasbırakanın ölümüyle o kişi vasiyet alacaklısı sıfatını kazanır. Mirasbırakanın ölümü ile bu kişi o malın doğrudan sahibi olmaz. Ancak mirasbırakanın iradi ve kanuni mirasçılardan bu malın kendisine teslimini, teslim etmedikleri takdirde aynen ifa için dava etme hakkı vardır. Muayyen mal alacaklısı olan vasiyet alacaklısı mirasbırakanın külli halefi olmadığından dolayı mirasbırakanın borçlarından da sorumlu değildir.
Mirasbırakan muayyen mal vasiyetini yaparken seçimlik tayin yapmış olması halinde ve vasiyetname ve miras sözleşemesinde aksi anlaşılmadığı sürece vasiyet alacaklısına hangi malı vereceği tespit hakkı borçluya ait olacaktır.
Borçlar kanunu’n “Seçimlik borç” kenar başlıklı 87. Maddesi şöyledir:
“Seçimlik borçlarda, hukuki ilişkiden ve işin özelliğinden aksi anlaşılmadıkça, edimlerden birinin seçimi borçluya aittir.”
Dolaysıyla mirasbırakan ölüme bağlı tasarrufu ile vasiyet alacaklısında seçme hakkı tanımamışsa bu durumda edimlerden birinin seçimi borçluya ait olacaktır.
Mirasbırakan vasiyet alacaklısına verilmek üzere muayyen bir mal tayini yapabileceği gibi cins bir malında verilmesini isteyebilir. Örneğin üç ton portakal, iki ton makarna vb. Mirasbırakan cins mal nevinden mal vasiyeti yaptığından bunu sınırlandırma imkanına sahiptir. Örneğin S kişisine 2 ton portakal verilecek tasarrufu ile bahçelerimde toplanan portakallardan iki tonunun S kişisine verin şeklinde bir tasarrufta bulunarak cins malı sınırlandırabilir. Bahçenin hiç ürün vermemesi halinde mirasçıları bu alacaktan kurtarırken diğer şekliyle de terekesinde mal olduğu sürece vasiyet alacaklısına o portakalları verme sorumlulukları vardır.
Mirasbırakan muayyen mal vasiyeti ile vasiyet alacaklısına bıraktığı mal mal terekede bulunmadığı veya terekeden çıkmadığı takdirde, tasarruftan aksi anlaşılmadıkça, ölüme bağlı tasarrufu yerine getirmekle yükümlü olanlar borçtan kurtulurlar. Mirasbırakan A taşınmazı B’ye verilmesi için muayyen mal vasiyetiyle vasiyet alacaklısına bırakmıştır. Ancak mirasbırakanın ölümünden sonra A taşınmazı mirasbırakanın terekesinde bulunmazsa, tasarrufta aksi anlaşılmadıkça mirasçıları borçtan ve sorumluluktan kurtarır.
Mirasbırakan, ölüme bağlı tasarrufla tedarik edilecek bir mal üzerinde muayyen mal vasiyetinden bulanabileceği gibi, vasiyet alacaklısını alt vasiyetle üçünü kişi lehine borç altına sokacak şekilde muayyen mal vasiyetinde bulunabilir. Ben şu tarlamı B’ye vermesini istiyorum. B’de bu tarladan elde edeceği ürünün yarısını C kişisine verecek şeklinde bir muayyen mal vasiyetinde bulunabilir.

  Avukat   -   Makaleler
0 0
0 yanıt   -  

Avukatlara soru sormak için