Bu sitenin tüm hakları Andis Hukuk'a aittir.

Andis Hukuk & Danışmanlık İstanbul Ofisi (0212) 571 19 31
https://g.co/kgs/9FKrPBN
https://andishukuk.com/
Özgürlükten Yoksun Bırakmanın Nesnel Ve Öznel İki Unsuru Bulunduğunu Belirtmektedir Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
0

Özgürlükten Yoksun Bırakmanın Nesnel Ve Öznel İki Unsuru Bulunduğunu Belirtmektedir Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi

Özgürlükten Yoksun Bırakmanın Nesnel Ve Öznel İki Unsuru Bulunduğunu Belirtmektedir Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi

AİHM’e göre Sözleşme'nin 5. maddesinin (1) numaralı fıkrasında geçen özgürlük kavramı, kişinin fiziksel özgürlüğünü kapsamaktadır (Engel ve diğerleri/Hollanda [GK], B. No: 5100/71, ..., 8/6/1976, § 58). AİHM, özgürlükten yoksun bırakmanın nesnel ve öznel iki unsuru bulunduğunu belirtmektedir. Buna göre nesnel unsur kişinin gözardı edilemeyecek uzunlukta bir süre boyunca, sınırları belli bir yere kapatılması; öznel unsur ise bu kapatılmanın geçerli bir rızaya dayanmamasıdır (Storck/Almanya, B. No: 61603/00, 16/6/2005, § 74


Fakat AİHM, Sözleşme anlamında “demokratik toplum”da, özgürlük hakkı salt tutulmaya rıza gösterdiği için bir kimsenin Sözleşme’nin korumasından yararlanma imkanının dışına çıkarılmasını meşru hale getirmeyecek kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır. AİHM'e göre tutulma, ilgili şahıs rıza gösterse bile 5. maddeyi ihlal edebilir (serserilerin tutulmasına ilişkin olarak bkz. De Wilde, Ooms ve Versyp/Belçika, B. No: 2832/66, ..., 18/6/1971, § 65; bir kimsenin tanıklığına başvurulması amacıyla tutulmasına olarak bkz. Osypenko/Ukrayna, B. No: 4634/04, 9/11/2010, § 48).


AİHM, Sözleşme’nin 5. maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin vatandaşlarının hürriyetini koruması yönünde devlete pozitif bir yükümlülük yüklediği şeklinde yorumlanması gerektiği görüşündedir. Aksi bir yorum, AİHM'in bilhassa Sözleşme’nin 2., 3. ve 8. maddeleri kapsamındaki içtihadıyla çelişmekle kalmayacak, ayrıca keyfî tutulmaya karşı koruma konusunda da büyük bir boşluk doğuracak; bu da kişi hürriyetinin demokratik bir toplumdaki önemi ile bağdaşmayacaktır. Bundan dolayı devlet, zayıf konumdaki kişilerin etkili korunmasını sağlamak için, kamu yetkililerinin bildiği ya da bilgisi dâhilinde olması gereken hürriyetten yoksun kılmayı önlemek amacıyla makul adımlar da dâhil gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür (Storck/Almanya, § 102).


Sözleşme’nin 5. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (f) bendi uyarınca tutulma tedbirine başvurulabilmesi için bireyin suç işlemesinin veya kaçmasının engellenmesindeki gibi tutulmanın zorunluluk hâline gelmiş olması gerekmez. Anılan fıkra gereğince -sınır dışı veya iade sürecinin işlediği dönemle sınırlı olmak kaydıyla- herhangi bir nedenle kişinin özgürlüğünden yoksun bırakılması mümkündür. Bu sürecin özenli bir şekilde yürütülmemesi durumunda tutulma, anılan fıkraya uygun olmaktan çıkar. Bunun yanında özgürlükten yoksun bırakma hukuki olmalıdır. Ancak ulusal hukuka uygunluk tek başına yeterli değildir. Sözleşme’nin 5. maddesinin (1) numaralı fıkrası, özgürlükten yoksun bırakmada ayrıca bireylerin keyfîliğe karşı korunması amacının da gözönünde bulundurulmasını gerektirir. Herhangi bir keyfî tutulmanın Sözleşme ile uyumlu olduğundan söz edilemez ve Sözleşme’nin 5. maddesinin (1) numaralı fıkrası bağlamında keyfîlik kavramı iç hukuka aykırılıktan öte anlamlar içerir (A. ve diğerleri/Birleşik Krallık [BD], B. No: 3455/05, 19/2/2009, § 164).


AİHM'e göre kişilerin fiziksel özgürlüğünün konu edildiği Sözleşme'nin 5. maddesinin (1) numaralı fıkrası, hiç kimsenin özgürlüğünden keyfî bir biçimde mahrum bırakılmamasını güvence altına almaktadır. Yalnızca seyahat özgürlüğüne ilişkin kısıtlamalar bu maddenin değil Sözleşme'ye ek 4 No.lu Protokol'ün 2. maddesinin kapsamına girmektedir. Özgürlükten mahrum bırakma ve özgürlüğün kısıtlanması arasındaki fark ise esasa ya da niteliğe ilişkin olmayıp bir derece ya da yoğunluk farkıdır. Bir kimsenin 5. madde anlamında özgürlüğünden mahrum bırakılıp bırakılmadığının değerlendirilmesinde somut olayın özelliklerinin yanı sıra uygulanan tedbirin çeşidi, süresi, etkileri ve uygulanma şekli gibi faktörlerin de dikkate alınması gerekir (Guzzardi/İtalya [GK], B. No: 7367/76, 6/11/1980, §§ 92, 93).

  Avukat   -   AİHM Kararları
0 0
0 yanıt   -  

Avukatlara soru sormak için