Bu sitenin tüm hakları Andis Hukuk'a aittir.

Andis Hukuk & Danışmanlık İstanbul Ofisi (0212) 571 19 31
https://g.co/kgs/9FKrPBN
https://andishukuk.com/
Ticaret hukuku
0

Ticaret hukuku

Olay 1: Aykut, Tufan ve Cemil, birlikte büyük bir internet kafeyi adi ortaklık şeklinde işletmektedir. Tufan, (X) bankasından oğlunun düğünü için 50.000 TL kredi çekmiş; ancak geri ödeyememiştir. Bunun üzerine (X) bankasının avukatı, Tufan’ın da ortağı olduğu internet kafedeki bilgisayara haciz uygulatmayı düşünmektedir. Banka avukatı, internet kafedeki bilgisayarlara haciz uygulatabilir mi, neden?

Olay 2: Eskişehir’de çok güzel pizza yapan usta Halil ile ticari işletme niteliğinde büyük bir pizza dükkânı bulunan Selçuk, aralarında anlaşarak bu dükkânı adi ortaklık şeklinde işletmeye başlamıştır. Halil, mobilyacı arkadaşı Mehmet’ten evine bir koltuk takımı alarak 7.000 TL borçlanmıştır. Söz konusu borç zamanında ifa edilmeyince Mehmet, Halil hakkında Asliye Ticaret Mahkemesinde iflas davası açmıştır. Mahkeme ne karar vermelidir, gerekçeli olarak belirtiniz.

    -   Ticaret
0 0
2 yanıt   -  
+1

Olay 1: Konuya ilişkin uygulanacak İİK 94. maddesi ilgili kısmı şu şekildedir: Bir intıfa hakkı veya taksim edilmemiş bir miras veya bir şirket yahut iştirak halinde tasarruf edilen bir mal hissesi haczedilirse icra dairesi, yerleşim yerleri bilinen ilgili üçüncü şahıslara keyfiyeti ihbar eder. Bu suretle borçlunun muayyen bir taşınmazdaki tasfiye sonundaki hissesi haczedilmiş olursa icra memuru haciz şerhinin taşınmazın kaydına işlenmesi için tapu sicil muhafızlığına tebligat yapar.

İlgili hükmün yorumlanmasına ilişkin yargı makamları kararlarında adi ortaklıkta ortağın kişisel alacaklıları borçlu ortağın şirketteki kar payını veya adi ortaklığın tasfiyesi halinde borçluya isabet edecek tasfiye payının haczedilebileceği yönünde hüküm kurulmuştur. Ortaklığın tasfiyesi halinde borçlu ortağa isabet edecek tasfiye payının belirlenmediği bir aşamada adi ortaklığın yaptığı işin karşılığında üçüncü kişideki alacağının haczi mümkün değildir. Ortaklık geliri henüz taksim edilmeden onun üzerinde bütün ortakların iştirak halinde mülkiyet hakkı vardır. Ortaklardan biri diğer ortakların rızası olmadan bu malları başkasına devredemezler. Devredilmeyen hak ve alacaklar ise haczedilemez.
..................................................................................................................................................................
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 622-623. maddeleri gereğince adi ortaklıkta her ortak, şirketin kârına iştirak etme hakkına sahip olduğundan, ortağın kişisel alacaklıları, borçlu ortağın şirketteki kâr payını haczettirebilirler. Ayrıca, aynı Kanun’un 638. maddesine göre, adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde borçluya isabet edecek tasfiye payının da haczi mümkün bulunmaktadır. Ne var ki, henüz adi ortaklığa ait kazancın ortaklar arasında taksim edilmediği veya ortaklığın tasfiyesi halinde borçlu ortağa isabet edecek tasfiye payının belirlenmediği bir aşamada, adi ortaklığın, yaptığı işin karşılığında üçüncü kişiden olan alacağının haczi mümkün değildir (Hukuk Genel Kurulu’nun 03.04.2013 gün ve E: 2012/12-863, K: 2013/432 sayılı ilamı)

Nihayet, ortaklık geliri henüz taksim edilmeden, onun üzerinde bütün ortakların iştirak halinde mülkiyet hakları vardır (Hukuk Genel Kurulu’nun 10.04.1991 gün, E:1991/13-76, K:1991/199 sayılı ve 10.12.2014 tarih, 2013/12-1233 esas, 2014/1014 karar sayılı ilamları.

Açıklanan bu hükümlere aykırı olarak, adi ortaklığın malları üzerine haciz konulması halinde bu husus, ortaklardan her biri tarafından şikayet konusu yapılabilir.

+1

Olay 2: Mevzuatımıza göre iflasa tabi olan bir kişinin bir borcunu ödememiş olması ile birlikte mali gücünün de zayıflamış olması iflas sebeplerindendir. Bir kişinin iflas kurumu içerisinde değerlendirilebilmesi için o kişi hakkında yetkili ve görevli ticaret mahkemesinden iflas kararı alınması şarttır. İflas kararı alabilmek için; Önce genel haciz yoluyla veya kambiyo senetlerine mahsus iflas takibi başlatıp sonra iflas davası açıp iflas kararı almak veya Şartları var ise doğrudan doğruya iflas davası açmak gerekir. İflas davası, öncesinde iflas takibi yapılmış ise takipteki alacaklı tarafından, takip yapılmamış ise doğrudan doğruya dava açma hakkı bulunan kişi veya bu kişiden hakkı temlik alan kişi tarafından açılabilir. Davalı taraf ise iflas takibinin borçlusu veya hakkında doğrudan doğruya iflas davası açılması mümkün olan kişidir.

Bir ticari işletmeyi kısmen de olsa kendi adına işleten kişiler iflasa tabidirler. Halil pizza dükkanını kısmen de olsa kendi adına işletmektedir. Dolayısıyla Halil iflasa tabidir.

İflas davalarında dava açma süresi takibe dayalı iflas yollarında söz konusudur. Takip sonrası iflas
davası ancak borçluya ödeme emri tebliğinden itibaren bir yıl içinde açılmalıdır. (İİK 156/4) borçlunun itiraz etmiş/etmemiş olmasının bir önemi bulunmamaktadır. Ancak herhalde dava açmak için ödeme süresinin geçmesi beklenmelidir. Bu süre hak düşürücü süre niteliğindedir.

Avukatlara soru sormak için