Bu sitenin tüm hakları Andis Hukuk'a aittir.

Andis Hukuk & Danışmanlık İstanbul Ofisi (0212) 571 19 31
https://g.co/kgs/9FKrPBN
https://andishukuk.com/
Ticaret Unvanının Şekli, TTK. Madde 41-46:
0

Ticaret Unvanının Şekli, TTK. Madde 41-46:

Gerçek kişi olan tacirin ticaret unvanı 46 ncı maddeye uygun olarak yapabileceği ekler ile kısaltılmadan yazılacak adı ve soyadından oluşur.
Kollektif şirketin ticaret unvanı, bütün ortakların veya ortaklardan en az birinin adı ve soyadıyla şirketi ve türünü gösterecek bir ibareyi içerir. Adi veya sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin ticaret unvanı, komandite ortaklardan en az birinin adı ve soyadıyla şirketi ve türünü gösterecek bir ibareyi içerir. Bu şirketlerin ticaret unvanlarında komanditer ortakların adları ve soyadları veya ticaret unvanları bulunamaz.
Anonim, limited ve kooperatif şirketler, işletme konusu gösterilmek ve 46 ncı madde hükmü saklı kalmak şartıyla, ticaret unvanlarını serbestçe seçebilirler. Ticaret unvanlarında, “anonim şirket”, “limited şirket” ve “kooperatif” kelimelerinin bulunması şarttır. Bu şirketlerin ticaret unvanında, gerçek bir kişinin adı veya soyadı yer aldığı takdirde, şirket türünü gösteren ibareler, baş harflerle veya başka bir şekilde kısaltma yapılarak yazılamaz.
Ticari işletmeye sahip olan dernek, vakıf ve diğer tüzel kişilerin ticaret unvanları, adlarıdır. Donatma iştirakinin ticaret unvanı, ortak donatanlardan en az birinin adı ve soyadını veya deniz ticaretinde kullanılan geminin adını içerir. Soyadları ve gemi adı kısaltılamaz. Ticaret unvanında ayrıca donatma iştirakini gösterecek bir ibare de bulunur.
Bir ticaret unvanına Türkiye’nin herhangi bir sicil dairesinde daha önce tescil edilmiş bulunan diğer bir unvandan ayırt edilmesi için gerekli olduğu takdirde, ek yapılır.
Tacirin kimliği, işletmesinin genişliği, önemi ve finansal durumu hakkında, üçüncü kişilerde yanlış bir görüşün oluşmasına sebep olacak nitelikte bulunmamak, gerçeğe ve kamu düzenine aykırı olmamak şartıyla; her ticaret unvanına, işletmenin özelliklerini belirten veya unvanda yer alan kişilerin kimliklerini gösteren ya da hayalî adlardan ibaret olan ekler yapılabilir. Tek başlarına ticaret yapan gerçek kişiler ticaret unvanlarına bir şirketin var olduğu izlenimini uyandıracak ekler yapamazlar. “Türk”, “Türkiye”, “Cumhuriyet” ve “Millî” kelimeleri bir ticaret unvanına ancak Cumhurbaşkanı kararıyla konabilir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/3030 E. , 2019/8121 K.
“…
MAHKEMESİ : İSTANBUL(KAPATILAN) 3. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada İstanbul (Kapatılan) 3. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'nce verilen 15/03/2016 gün ve 2014/107 - 2016/55 sayılı kararı onayan Daire'nin 22/02/2018 gün ve 2016/7784 - 2018/1375 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, davacı adına tescilli “Darcan” unsurlu markaların olduğunu, davalının müvekkilinin markasını kullandığını, davalının ünvanının müvekkilinin markasına tecavüz teşkil ettiğini, müvekkilinin markasını kullanan davacı yanın kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin itibarından ve markasının gücünden faydalanmanın amaçlandığını, bu tecavüz dolayısıyla müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını, ihtarname gönderilmesine rağmen davalının haksız marka kullanımına devam ettiğini ileri sürerek, müvekkilinin tanınmış markası ile iltibas yaratan “Darcan” ibaresinin davalının ticaret unvanından silinmesini ve terkinini, davalının müvekkilinin markasına tecavüzünün tespiti ile men ve ref'ini, sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, haksız rekabetin tespitini ve haksız rekabetten doğan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, 30.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini, hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davanın kısmen kabulüne, davalının ticaret unvanından “Darcan” ibaresinin terkinine, diğer taleplerin reddine dair verilen kararın taraf vekillerince temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır.
Davalı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 17,70 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 389,49 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davalıdan alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 12/12/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Dava, tescilli markaya ve ticaret unvanına vaki tecavüz ve haksız rekabet eylemlerinin tespiti, men'i ve bunlara bağlı olarak tazminat istemi ile unvan terkini istemlerine ilişkindir.
Yukarıda özetlenen yerel mahkeme kararından ve Dairemizin onama ilamından anlaşılacağı üzere davacı yanın markaya tecavüz, haksız rekabet ve maddi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiş olup karar düzeltme isteminde bulunanın sıfatına nazaran, karar düzeltme aşamasında, davalının ticaret unvanını ekinde yer alan "Darcan'' ibaresinin TTK'nın 43 vd. maddeleri çerçevesinde, davalı şirketi diğer şirketlerden ayırt edici olup olmadığı tartışılmalıdır.
Bilindiği üzere, TTK'nın 43. maddesine göre, limited şirketlerin ticaret unvanlarının "çekirdek" kısmında, işletme konusunu ve şirket türünü gösteren ibarelere yer vermeleri zorunlu olup aynı işletme konusuna ve şirket türüne sahip diğer şirketlerden ayırt edilmelerini sağlayıcı ek yapılması zorunludur. Anılan yasa maddesinin lafzından da açıkça anlaşılacağı üzere, kanunkoyucu, ticaret unvanının şekli ve tescili bakımından karma bir sistem benimsemiş olup bir yandan unvanın çekirdek kısmı bakımından zorunlu unsurlar belirlemiş iken, ek konusunda ise tam bir serbesti öngörmüştür.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında, taraf şirketlerin her ikisinin de limited şirket türünde olduğu, faaliyet alanlarında ise mimarlık ve inşaatın yer alması nedeniyle her iki şirketin unvanlarının çekirdek kısmının zorunlu unsurlarının birini yekdiğerinden ayırmaya yeterli olmadığı açıkça ortadadır. Bu durumda, davalının Darcan ibaresini ek olarak almak suretiyle, davalı şirketin unvanının aynı şirket türüne ve faaliyet alanına sahip diğer şirketlerden ayırt edilmesini sağladığı, kullanılan bu ekin TTK'nın 43/2. maddesine de uygun düşecek biçimde davalı şirketin kurucularının soyadını ihtiva ettiği anlaşılmaktadır. "Darcan" ibaresinin "Darcan Darcan" ibarelerinden oluşan davacı şirketin ticaret unvanının ek kısmından farklı olduğu da açıkça ortadadır. Bu durumda, TTK'nın 50 ve 52. maddelerine dayalı olarak davacının ticaret unvanının davalı tarafından aynen yahut ticari dürüstlüğe aykırı olarak kullanıldığının ileri sürülmesi ve buna dayalı olarak bir tecavüzün varlığından söz edilemez.
Öte yandan, davacı yanın ticaret unvanındaki ek ile davalının ticaret unvanındaki ek'in iltibas yarattığına ilişkin davacı iddiası, bu konu tartışılır nitelikte ise de, TTK'nın 50 ve 52. maddelerine dayalı olarak değil ancak yine TTK'nın haksız rekabet hükümlerini düzenleyen maddeleri çerçevesinde incelenecek bir vakıa olup yerel mahkeme kararının hukuksal dayanakları ve karar düzeltme isteminde bulunanın sıfatı gözetildiğinde, bu tartışmayı işbu aşamada yapmakta fayda bulunmamaktadır.
Tüm bu nedenlerle, davalı yan vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının davalı yararına bozulması görüşünde olduğumdan Daire çoğunluğunun karar düzeltme isteminin reddi yolundaki kararına katılmıyorum.”

  Avukat   -   Makaleler
0 0
0 yanıt   -  

Avukatlara soru sormak için