Bu sitenin tüm hakları Andis Hukuk'a aittir.

Andis Hukuk & Danışmanlık İstanbul Ofisi (0212) 571 19 31
https://g.co/kgs/9FKrPBN
https://andishukuk.com/
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/11694 E. , 2017/4246 K.
0

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/11694 E. , 2017/4246 K.

1. Hukuk Dairesi 2016/11694 E. , 2017/4246 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : GAİPLİK-TAPU İPTALİ-TESCİL
Taraflar arasında görülen gaiplik, tapu iptali, tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, 5737 sayılı Yasanın 17. maddesine dayalı gaiplik, tapu iptali ve tescil isteklerine ilişkindir.
Davacı, ... ... Vakfına ait kargir oda vasıflı 261 ada 7 kapı nolu 20,00 m2 miktarlı taşınmazın 4/84 payı ... ... oğlu ... ..., 4/84 payı ... oğlu ... adlarına kayıtlı iken, kayıt malikinden uzun süredir haber alınamaması nedeniyle ... Defterdarının kayyım tayin edildiğini, 5737 sayılı Yasanın 17.maddesi uyarınca taşınmazın ... adına tescili gerektiğini ileri sürerek gaiplik kararı verilmek suretiyle kayıt malikleri adına olan tapu kayıtlarının iptali ile vakfı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Vakıflar Kanunu 17. maddesinin uygulama koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu kagir ev oda nitelikli 261 ada Boş parsel sayılı taşınmazın 07.10.1940 tarihli kadastro işlemi ile 4/84 payı ... ... oğlu ... ..., 4/84 payı ... oğlu ... adlarına tespit ve tescil edildiği, tapu kaydında ... şerhinin bulunduğu, davacı tarafından davalı Kayyım ve ... davalı gösterilmek suretiyle açılan tapu iptali tescil davası neticesinde ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesi 4.7.1997 tarih 1995/329 Esas 1997/267 Karar sayılı kararı ile 216 ada 7 kapı nolu ... ... Vakfından kargir odadaki 4/84 ... ... ve 4/84 ... ... paylarının iptali ile mahlulen ve hükmen .. ... Vakfı adına tapuya kayıt ve tescile karar verildiği, hükmün 10.10.2007 tarihinde kesinleştiği, davacının kayıt maliklerinden ... oğlu ...’ın isminin hükümde hatalı yazıldığı yönündeki tavzih talebinin 09.12.2010 tarihinde reddedildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; 5737 sayılı Yasanın 17. maddesinde “Tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk veya mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakfı adına tescil edilir.” hükmüne yer verilmiş olup, anılan yasal düzenleme uyarınca taşınmazın vakfı adına tesciline ya da bedelinin vakıflar idaresine ödenmesi için kayıt maliklerinin, mirasçılarının bulunup bulunmadığının, gaip olup olmadıklarının saptanması gerekmektedir.
Somut olaya gelince, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olduğunu söyleyebilmek mümkün değildir. Şöyle ki; kayıt maliklerine ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi 1192/89 Esas sayılı dosyası ile ... Defterdarının kayyım tayin edildiği belirtilmiş olup dava dosyası veya mahkeme kararı dosya arasına alınmamış, dava konusu taşınmazın ilk tesisinden itibaren tedavül kayıtları mercinden istenmemiş, gaip oldukları ileri sürülen ... ... oğlu ... .... ve ... oğlu ...’ın mirasçılarının bulunup bulunmadığı, gaip kişilerden olup olmadığı konusunda yeterli araştırma yapılmamıştır.
Hâl böyle olunca, öncelikle çekişme konusu 261 ada Boş parsel sayılı taşınmazın ilk tesisinden itibaren dayanak tüm belgelerin eksiksiz temini, ayrıca kayıt malikleri ya da mirasçılarının kimliğinin tespitine ilişkin başkaca bilgi ve belge bulunup bulunmadığının sorulması, getirtilecek belgelerdeki verilerden yararlanmak suretiyle kayıt maliklerinin nüfus kaydının ve mirasçıları bulunup bulunmadığının Nüfus Müdürlüğü’nden istenmesi, zabıta araştırması yapılarak anılan yasada belirtilen koşullarının mevcut olup olmadığının tereddüte yer bırakmayacak biçimde açıklığa kavuşturulması ve 5737 sayılı Yasanın 17. maddesindeki koşullarının oluşup oluşmadığının değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Kabule göre de, yasal hasım konumunda olan davalının yargılama giderleri ve bu giderlerden sayılan vekalet ücreti ile sorumlu tutulmuş olması da isabetsizdir.
Davalının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

  Avukat   -   Yargıtay Kararları
0 0
0 yanıt   -  

Avukatlara soru sormak için