Bu sitenin tüm hakları Andis Hukuk'a aittir.

Andis Hukuk & Danışmanlık İstanbul Ofisi (0212) 571 19 31
https://g.co/kgs/9FKrPBN
https://andishukuk.com/
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/10083 E. , 2019/7873 K.
0

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/10083 E. , 2019/7873 K.

13. Hukuk Dairesi 2017/10083 E. , 2019/7873 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının davacılar vekilince murafaasız, davalı vekilince murafaa talepli olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Murafaa için belirlenen günde davalı vekili avukat ... ile ile davacılar vekili avukat ..., İhbar olunan ... Bld.Bşk.lığı vekili avukat ... geldi. Hazır olan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra kararın açıklanması başka bir güne bırakıldı. Yapılan incelemede temyiz dilekçesinin süresinde verildiğinin anlaşılması üzerine gereği konuşulup düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, 2 nolu parselde davalı şirket tarafından inşaa edilen...daireyi 26.5.2011 tarihinde satın ve tapuda devir aldıklarını, projenin tamamlanmasından sonraki 3 yıl içinde blokta yer alan her dairede irili ufaklı çatlaklar, bina merdiven basamaklarında çökme, bina duvarında kayma meydana geldiğini, bu hususun bina sakinleri açısından büyük bir hayati risk taşıdığını, ... Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürülüğü'nün 16.7.2014 tarihli konutun bulunduğu site parseline ait jeolojik etüt raporunda iyileştirme çalışmasının yapılmasına kadar konutlarda ikamet edilmemesi gerektiğinin belirtildiğini, ... Belediyesi'nin 8.8.2014 tarihli yazısı ile de konutların tahliyesinin talep edildiğini bu nedenle konutu tahliye ederek 1.9.2014 başlangıç tarihli kira akdiyle ev kiralamak zorunda kaldığını, site yönetiminin olağanüstü genel kurulunda alınan karar gereği yapılacak iyileştirme bedeli olarak 140.000,00 TL. ile 2.500,00 TL. proje bedelinin kendisinden tahsil edildiğini, tesbit raporu ile konutun bulunduğu alandaki zemindeki oturma ve kayma hareketlerinin binada hasara yol açtığının saptandığını ileri sürerek, ayıplı imalat nedeni ile sözleşmenin feshi ile ödediği satış bedeli 435.000,00 TL.nin ödeme tarihi olan 26.5.2011 tarihinden itibaren avans faizi ile, dava tarihine kadar ödediği kira ve aidat bedelleri ile yönetime ödemek zorunda kaldığı bedeller toplamı 166.357,00 TL. maddi tazminatın ödeme tarihlerinden itibaren reoskont faizi ile, 20.000,00 TL. de manevi tazminatın tahliye talep yazısından itibaren yasal faizi ile davalıdan ödetilmesini istemişlerdir.
Davalı, süresinde ayıp ihbarının bulunmadığını, tazminat koşullarının da oluşmadığını savunarak, davanın reddine karar verimesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 435.000,00 TL.nin 26.5.2011 tarihinden itibaren avans faizi ile, 166.000,00 TL. maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hükme karşı davacılar ile davalı istinaf talebinde bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi'nce, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf talebinin faizin başlangıcı yönünden kabulüne, ... 11. Tüketici Mahkemesi'nin 13/04/2017 tarih ve 2015/1416 Esas - 2017/445 Karar sayılı ilamının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, dava konusu konut bedeli olan 435.000-TL'nin 01/09/2014 konutun terk edilme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacılara verilmesine, dava konusu olan 166.357-TL zararın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacılara verilmesine, davacıların manevi tazminat istemlerinin reddine
karar verilmiş; hüküm, davacılar ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre, davalının ve davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, tapu ferağı verilen daireye ilişkin olarak sözleşmenin feshi ile ödediği bedelin tahsilini talep etmiş ve mahkemece bu kalem isteği de kabul edilmiştir. Ancak sözleşmenin feshi ve ödenen satış bedelinin davalıdan tahsiline ilişkin karar verilmekle birlikte, dava konusu daire tapusunun davacı üzerinde olduğu gözetildiğinde, bu hususta olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
3-Davacı eldeki dava ile, 166.357,00 TL. maddi tazminatın ticari faizi ile birlikte ödenmesini istemiş olup, mahkemece bu kalem istek için yasal faize hükmedildiği anlaşılmaktadır. Türk Ticaret Kanunu 19. maddesi (mülga TTK 21.madde) hükmü uyarınca tacir olan davalı şirketin borçlarının da ticari olması asıl olup, taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmelerin, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça diğer taraf içinde ticari iş sayıldığı anlaşılmakla, davacıların ticari faiz talep edebileceğinin kabulü gerekir. Bu nedenle mahkemece, hükmolunan alacağa avans faizi yürütülmesi gerekirken, yasal faize hükmedilmiş olması ve verilen karara karşılık, Bölge Adliye Mahkemesi'nce, bu hususa yönelik davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle, davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan 1. bent gereğince tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince davalının, 3. bent gereğince davacıların İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi ilgili 3. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 2.037,00 TL duruşma avukatlık parasının karşılıklı alınarak birbirlerine ödenmesine, peşin alınan 31,40 TL harcın davacıya, 10.270,00 TL harcın davalıya iadesine, 27/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi

  Avukat   -   Yargıtay Kararları
0 0
0 yanıt   -  

Avukatlara soru sormak için