Bu sitenin tüm hakları Andis Hukuk'a aittir.

Andis Hukuk & Danışmanlık İstanbul Ofisi (0212) 571 19 31
https://g.co/kgs/9FKrPBN
https://andishukuk.com/
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/11455 E. , 2019/8192 K.
0

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/11455 E. , 2019/8192 K.

17. Hukuk Dairesi 2016/11455 E. , 2019/8192 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün davacı vekili ve katılma yolu ile davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, davalılar vekilinin temyiz dilekçesine ilişkin temyiz isteminin reddine dair verilen 21.04.2016 tarihli ek karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davacı şirketçe sigortalı ...'e ait konut ve eşyanın davalılara ait bulunan binanın havalandırma boşluğundan geçen elektrik tesisatında meydana gelen kısa devre nedeniyle çıkan yangın sonucu hasarlandığını ve sigortalısına 20.05.2013 tarihinde 3.555,00 TL ödendiğini belirterek BK 49. ve 69. maddeleri gereğince bu bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekili; cevap dilekçesi ile davanın reddini, karşı dava ile aynı yangın sebebiyle davalıların dairelerinde de hasar meydana geldiğini belirterek bu hasar bedelinin sigortalı daire malikinin halefi olarak talep ettiği zarardan takas ve mahsup edilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, asıl davanın esastan reddine, karşı davanın husumet yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalılar vekiline, gerekçeli karar 03.03.2016 tarihinde ve davacı vekilinin temyiz dilekçesi 05.04.2016 tarihinde tebliğ edilmiş olup davalılar vekili 6100 Sayılı HMK geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK 433/2 maddesinde öngörülen 10 günlük süreyi geçirdikten sonra 19.04.2016 tarihinde katılma yolu ile temyiz isteminde bulunmuştur.
Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtay’ca da bu yolda karar verilebileceğinden, mahkemece süresinden sonra verilen temyiz dilekçesinin reddine dair yerel mahkemenin ek kararı usul ve yasaya uygun bulunmuştur.
2-Dava, konut sigorta sözleşmesi nedeniyle rücuen alacak istemine ilişkindir.
Davacı dava dilekçesinde konut sigorta sözleşmesi gereğince sigorta şemsiyesi altına aldığı konutun binaya ait elekrik tesisatının kısa devre yapması sebebi ile çıkan yangın sonucu hasara uğradığını, hasar bedelinin sigortalısına ödediğini ileri sürerek zarar sorumlularından rucuan alacak isteminde bulunmuştur.
Davacı ... şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 19. maddesinde, her kat malikinin ana gayrimenkule ve diğer bağımsız bölümlere, kusuru ile verdiği zarardan dolayı diğer kat maliklerine karşı sorumlu olduğu hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanun'un Ek 1. maddesinde ise kat mülkiyetinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlığın değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi'nde çözümleneceği öngörülmüştür.
Somut olaya bakıldığında; davacının sigortalısının maliki olduğu dairelerin bulunduğu ana taşınmazın, kat mülkiyeti kurulmuş bir taşınmaz olduğu; davacı ... şirketince sigortalanan konutun binaya ait elekrik tesisatının kısa devre yapması sebebi ile çıkan yangın sonucu
hasara uğradığı gerekçesiyle asıl davada kat malikleri olan davalılara husumet yöneltildiği görülmektedir. Bu durumda, ana taşınmazda kat mülkiyeti kurulmuş olması nedeniyle, davada Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu açıktır.
Görev kuralları, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece re'sen gözetilmesi gereken hususlardandır. Bu durumda mahkemece, davada Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu gözetilerek, asıl ve karşı dava yönünden HMK'nun 114/1-c maddesine göre, görevsizlik nedeniyle HMK'nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde işin esasının incelenerek hüküm tesisi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
3-Bozma neden ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle 21.04.2016 tarihli ek kararın ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün resen BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 15,20 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 18/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

  Avukat   -   Yargıtay Kararları
0 0
0 yanıt   -  

Avukatlara soru sormak için