Bu sitenin tüm hakları Andis Hukuk'a aittir.

Andis Hukuk & Danışmanlık İstanbul Ofisi (0212) 571 19 31
https://g.co/kgs/9FKrPBN
https://andishukuk.com/
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2014/1112 E. , 2014/4346 K.
0

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2014/1112 E. , 2014/4346 K.

23. Hukuk Dairesi 2014/1112 E. , 2014/4346 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 16/02/2012
NUMARASI : 2011/122-2012/41

Taraflar arasındaki kayıt kabul davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı müflis iflas idare memurları tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili şirketin, TMSF Yönetim Kurulu kararı ile devralındığını, davacı şirketin Yurtbank A.Ş'nin hakim ortaklarından olan A. B..'in ortağı bulunduğu bir yatırım şirketi olduğunu, ortaklardan Muzaffer Hakan Balkaner'in vefatı üzerine kayıtlı hisselerin 1/2'sinin babası A. B..'e miras yolu ile intikal ettiğini, bu durumda müflis adına kaydı yapılan (intikal eden) taahhüt ettiği pay miktarının yarısı (taahhüt edilen sermayenin ödenmeyen kısmı) olan 96.000,00 TL'nin 26.07.2004 tarihinden itibaren iflas tarihi olan 17.10.2007 tarihine kadar oluşan 51.121,97 TL faizi ile birlikte toplam 147.121,97 TL olduğunu ileri sürerek, alacağın reeskont faizi ile birlikte kayıt ve kabulünü talep ve dava etmiştir.
Davalı iflas idare memurları, davacı şirketin masaya kaydını talep ettiği alacağın müflisin sermaye arttırım taahhüdünden kaynaklandığını iddia ettiğini, söz konusu talebin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, ortaklar genel kurulunun sermaye arttırımına karar vermiş olmasının pay sahipleri açısından sermaye arttırımına katılma yükümlülüğünü doğurmadığını, pay sahiplerinin taahhüt etmiş oldukları sermaye ile sınırlı olarak sorumlu olduklarını, söz konusu yükümlülüğünün yeni bir sermaye taahhüdünde bulunmayı içermediğini, bu nedenle gerek TTK'nın 394, gerekse SPK'nın 12/5. maddelerinde yeni pay alma hakkı ifadesi kullanıldığını, bu çerçevede pay sahipleri açısından sermaye arttırımına katılma yükümlülüğü doğurmaması nedeniyle sermaye artırımından müflis Ali Avni Balkaner iflas idaresinin sorumlu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; uyuşmazlığın davacı şirket ortağından miras yoluyla davalı müflis A. B..'e kalan şirket payı karşılığı taahhüt edilen sermaye payının ödenmemesinden kaynaklı alacağın sıra cetveline kayıt ve kabulünün gerekip gerekmediğine ilişkin olduğu, kural olarak anonim şirket payı üzerindeki hakların miras yoluyla intikal edebileceği, mirasın açılmasıyla mirasçının pay üzerinde tasarrufta bulunabileceği, dava dışı ortak M. B..'in 03.04.2004 tarihinde vefatı ile eşi ve müşterek çocuğunun terekeyi kayıtsız ve şartsız reddettiği ve reddin tescil edildiği, mirasçı olarak davalı müflis A. B.. ve dava dışı F. B..'in kaldığı, terekenin resmi tasfiyeye tabi tutulduğu veyahut aile malları ortaklığı tesis olunduğu yönünde bir savunma bulunmadığından tereke borcundan kaynaklı olarak mirası kabul eden mirasçıların murisin borçlarından şahsen müteselsilen sorumlu bulundukları, alacaklının mirasçılardan alacak isteminde bulunabileceği, davacının davalıdan iflas tarihi itibariyle sermaye taahhüt borcundan kaynaklanan 96.000,00 TL asıl alacak 51.674,67 TL temerrüt faizi olmak üzere toplam 147.674,67 TL alacaklı bulunduğu gerekçesiyle, taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne, alacağın 4.sırada kayıt ve kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı müflis iflas idare memurları tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, davacı alacağının, müflisin iflas tasfiye işlemlerini yürüten TMSF Tasfiye Dairesi Başkanlığı'nca reddine dair karara itiraz istemine ilişkindir.
Müflis A. B..in iflas tasfiyesinin, 5411 sayılı Bankalar Kanunu'nun geçici 11. maddesi yollamasıyla, Mülga 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca TMSF tarafından yürütüldüğü anlaşılmıştır.
Davacının alacak talebinin TMSF Tasfiye Dairesi Başkanlığı'nca reddedilmesi üzerine dava açılmış olup; İİK hükümleri uyarınca düzenlenen bir sıra cetveli bulunmamaktadır. Tüzel kişiliği haiz Fon tarafından düzenlenen ve idari işlem niteliğinde bulunan sıra cetveli nedeniyle çıkan işbu uyuşmazlık, Adli Yargının görevi dahilinde değildir. Bu bakımdan mahkemece, idari bir işlemin iptalinin İdari Yargıdan istenebileceği gözönünde bulundurulup, HMK'nın 114/1-b ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde uyuşmazlığın esası incelenerek hüküm kurulması doğru olmamıştır.
2- Bozma nedenine göre, davalı müflis iflas idare memurlarının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı müflis iflas idare memurlarının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

  Avukat   -   Yargıtay Kararları
0 0
0 yanıt   -  

Avukatlara soru sormak için