Bu sitenin tüm hakları Andis Hukuk'a aittir.

Andis Hukuk & Danışmanlık İstanbul Ofisi (0212) 571 19 31
https://g.co/kgs/9FKrPBN
https://andishukuk.com/
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/5451 E. , 2019/3325 K.
0

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/5451 E. , 2019/3325 K.

3. Hukuk Dairesi 2017/5451 E. , 2019/3325 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:


Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; taraflar arasında 13/04/2005 başlangıç, 31/12/2006 bitiş tarihli su sporları sözleşmesi imzalandığını, kira bedelinin yıllık 64.000 Euro (KDV hariç) olarak belirlendiğini, davalının kira sözleşmesinden doğan edimlerini yerine getirmediğini, kira bedelini ödemediğini, kiracı sıfatı ile su sporları faaliyetinde bulunan ancak kira bedellerini ödemeyen davalı hakkında kira alacakları için Serik İcra Müdürlüğü'nün 2006/1480 E. sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile davalının %40'ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davacının haksız ve usulsüz olarak sözleşmeyi feshettiğini, haksız fesih nedeniyle ...Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/488 E.sayılı dosyası üzerinden kar kaybından doğan alacak davası açtıklarını, bu dosyada alınan bilirkişi raporuna göre kendisinin alacaklı olduğunun tespit edildiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, 37.555,64 Euro üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına, 37.555,64 Euro'nun %40'ı oranında 15.022,25 Euro icra inkar tazminatının dava tarihindeki kur karşılığı TL karşılığının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dava; ilamsız takip yolu ile kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine borçlu/davalı tarafın yaptığı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 Sayılı TBK'nun 147/1 maddesi (BK 126 /1-1 Maddesi ) gereğince kira bedeline ilişkin alacaklar yönünden zamanaşımı süresi 5 yıldır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 316 ve devamı maddeleri gereğince Sulh Hukuk Mahkemelerinde kural olarak basit yargılama usulü benimsenmiştir. Aynı yasanın 319 uncu madde hükmü uyarınca savunmanın değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin verilmesiyle başlayacağından, zamanaşımı def'inin cevap dilekçesi ile ileri sürülmesi gerekmektedir.
Cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürülmemiş ya da süresi içince cevap dilekçesi verilmemişse ilerleyen aşamalarda 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 141/2 maddesi uyarınca zamanaşımı defi davacının açık muvafakati ile yapılabilir.
Zamanaşımı definin cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla ileri sürülmesi de mümkündür. Yasal süresi içerisinde ibraz edilen cevap dilekçesinde herhangi bir nedenle ileri süremediği zamanaşımı def'ini, sonradan ıslah yoluyla ileri sürmesinde usule aykırı bir yön bulunmayıp; ıslah edilmiş bu yeni savunmaya karşı tarafın (davacının) itiraz etmesinin de, sonuca bir etkisi bulunmamaktadır. (Yargıtay HGK. 04.06.2011 gün 2010/ 9-629 E. 2011/ 70. K.).
Somut uyuşmazlıkta; davalı tarafa dava dilekçesi ve tensip tutanağı ekli tebligatın 15.05.2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 02.05.2014 tarihli dilekçe ile süresinde (tebliğden önce) davaya cevaplarını sunduğu, 08.09.2015 tarihli dilekçe ile de cevap dilekçesini ıslah ederek zamanaşımı def'inde bulunduğu görülmüştür.
O halde mahkemece; yasal süresi içerisinde ibraz edilen cevap dilekçesinde herhangi bir nedenle ileri sürülmeyen zamanaşımı def'inin, sonradan ıslah yoluyla ileri sürülebileceği gözetilerek, zamanaşımını kesen ya da durduran sebepler üzerinde de durulup öncelikle zamanaşımı konusunda bir karar verilmesi gerekirken, süresinde yapılmayan zamanaşımı def'inin kabul edilmediği gerekçesiyle işin esası incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bendde açıklanan nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

  Avukat   -   Yargıtay Kararları
0 0
0 yanıt   -  

Avukatlara soru sormak için