Bu sitenin tüm hakları Andis Hukuk'a aittir.

Andis Hukuk & Danışmanlık İstanbul Ofisi (0212) 571 19 31
https://g.co/kgs/9FKrPBN
https://andishukuk.com/
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2015/23795 E. , 2018/11137 K.
0

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2015/23795 E. , 2018/11137 K.

8. Hukuk Dairesi 2015/23795 E. , 2018/11137 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Terkin

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı Hazine vekili, davaya konu 78 parsel sayılı taşınmazın 42 m2'lik kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını açıklayarak, taşınmazın bu bölümüne ilişkin tapu kaydının iptali ile terkinine karar verilmesini istemiştir.
Davalı taraf, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava, 3621 sayılı Kıyı Kanunu ile Türk Medeni Kanunu'nun 715 ve 999. maddelerine dayalı olarak açılmış tapu kaydının iptali ile sicilden terkinine ilişkindir. Somut olayda; her ne kadar Mahkemece yazılı şekilde kabul karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
Zira;
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; “Söz konusu alanda yapılan çalışmalarda dava konusu alanın 42 m2'lik kısmının kıyı kenar çizgisi içine girdiği anlaşılmıştır” şeklinde tespitlere yer verilmiş ise de, bilirkişileri bu tespitlere götüren çalışmaların ve verilerin neler olduğu raporda açıklanmadığından, raporun denetime elverişli olduğundan bahsedilemez.
Aynı şekilde, bilirkişi heyetince, idare tarafından onaylanan kıyı kenar çizgisinin doğru olup olmadığı yönünde irdeleme yapılmamış, bilirkişilerce tespit edilen kıyı kenar çizgisi ile idare tarafından onaylanan kıyı kenar çizgisi kroki üzerinde gösterilmemiş, her iki kıyı kenar çizgisinin çakışıp çakışmadığı, çakışmıyor ise nedenleri açıklanmamıştır.
Hal böyle olunca; Mahkemece yapılması gereken iş, 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 4. maddesindeki tanımlamalar dikkate alınarak, aynı Kanun'un 5 ve 9. maddeleri ile 13.03.1972 gün ve 7/4 sayılı, 28.11.1997 gün ve 5/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları göz önünde tutularak, Kanunun 9/2.maddesinde belirtilen bilirkişi heyeti oluşturulup, İdare tarafından onaylanan kıyı kenar çizgisine ait belgeler keşifte gereği gibi uygulanarak, dava konusu alandan temin edilen verilerin incelenmesi, kıyı kenar çizgisinin duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi, keşfen tespit edilen kıyı kenar çizgisi ile Bakanlık tarafından onaylanan kıyı kenar çizgisinin fen bilirkişi tarafından kroki üzerinde gösterilmesi, farklılık olursa sebebinin açıklattırılması, davaya konu taşınmazın kadastro tespit tutanaklarının ve tapu kaydının tüm tedavüllerinin getirtilerek, tapunun oluşumuna esas, Hazine'nin taraf olduğu her hangi bir mahkeme kararının olup olmadığı hususunun da gözönünde bulundurulması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi olmalıdır.
Anılan yönler gözetilmeden, eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Davalı tarafın temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 11.04.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

  Avukat   -   Yargıtay Kararları
0 0
0 yanıt   -  

Avukatlara soru sormak için